Examples of using "Cada" in a sentence and their turkish translations:
Her bir kusur, her bir yenilgi
Benim parmaklarım her sözcüğü telâffuz eder, her aralık ve her aksan.
Her kelimeyi yazın.
Her sözü duydum.
- Biz gün geçtikçe yaşlanıyoruz.
- Biz günden güne yaşlanıyoruz.
Herkes kendine.
Bu metnin her satırını çevir.
Her biri farklıdır.
Her insan farklıdır.
Her hata beni daha güçlü yaptı.
Hava gittikçe kararıyor.
her ufak davranışı, her türün ne yaptığını ve nasıl etkileşim kurduklarını anlayabilmek için yapılması gereken çok şey var.
Her birinin kendi tadı var.
Her yıl hava gittikçe sıcaklaşıyor gibi görünüyor.
Bu bölgeler herkes için farklı.
Her çeşitten üç tane alacağım.
Hava gittikçe ısınıyor.
Her çocuk kendi diplomasını aldı.
Her çocuğun bir bisikleti vardır.
Her öğrencinin kilitli bir dolabı var.
Her avantajın dezavantajı vardır.
Her nehrin bir kaynağı vardır.
Her insan bir dünyadır.
Ben her gece seni arayacağım.
Her dakika bir hediyedir.
Ben günbegün iyileşiyorum.
Her zorluk bir fırsattır.
Her yemekten sonra dişlerini fırçala.
Herkes farklı şekilde çeker.
Her gün gittikçe güzelleşiyorsun.
Dünya her dakika değişiyor.
Günden güne hava gittikçe soğuyor.
Her bilimin kendi terminolojisi vardır.
Bu kitaptaki her cümle mühimdir.
Kasabanın her yerini biliyorum.
Her kedinin kendi kişiliği var.
Biz her biri için bir araba alacağız.
Her çocuğun kendi odası var.
Her kentin heybetli bir katedrali vardır.
- Her odada özel bir banyo bulunmaktadır.
- Her odanın kendine has banyosu bulunur.
- Her öğrencinin kendi bilgisayarı vardır.
- Her öğrencinin kendi bilgisayarı var.
Hepimizin kendimize has bir kokusu vardır.
- Herkes kendi kaderinin mimarıdır.
- Herkes kendi kaderini çizer.
Her öğrenci kendi bilgisayarını kullanır.
Kulübün her üyesi mevcuttu.
Her gün gittikçe güzelleşerek büyüdü.
Herkes istediğini yapar.
Her grup için bir sözcü seçin.
Fadıl giderek daha fazla izole edildi.
Gökyüzü gittikçe karardı ve rüzgar gittikçe daha sert esti.
Rekabet gittikçe daha sert oluyor.
Öğretmen her kağıda bir yorum koydu.
iyice dibe doğru gitmiştim,
Sırayla otobüse binin.
Her zaman değil, ama gittikçe daha sık.
Her bir öğrenci görüşünü ifade etti.
Her biri beş dolara elmalar satarlar.
Onlardan her biri kendi paketini taşıyordu.
- Her altı saatte bir bu ilacı için.
- Bu ilacı her altı saatte bir al.
- Her altı saatte bu ilacı iç.
Her yemekten önce ellerini yıka.
Gittikçe güzelleşiyor.
O gittikçe ünlü oldu.
Saçım gittikçe grileşiyor.
Herkesin fikri farklıdır.
- İşler gittikçe daha kötü bir hal alıyor.
- Meseleler gittikçe kötüleşiyor.
Günden güne hava gittikçe ısınıyor.
Her hayvan kendi yuvasıyla ilgilenir.
Şehrimiz gittikçe büyüyor.
Her birinin kendi arabası var.
O, onların her birine bir kurşun kalem verdi.
Söylediğin her sözü duydum.
Bir seferde sadece bir şey yapalım.
Matematikle gittikçe daha az ilgilenmeye başladım.
Dünyamız gittikçe küçülüyor.
Kalabalık gittikçe büyüyor.
Her çocuğa üç bonbon şekeri verdim.
O her üç günde bir buraya gelir.
Teknoloji giderek gelişiyor.
Her bölüm küçük bir hikaye içermeli.
Her tek testten geçtim.
Tom her iki haftada bir buraya gelir.
Gittikçe güçsüzleşiyorum.
Her biri kendi sanatında bilgilidir.
Nehrin iki tarafında ağaçlar var.
Her yemekten sonra bu ilacı al.
- Her yaratık, Tanrı'nın bir sözüdür.
- Her mahlukat, Allah'ın bir ayetidir.
- Evimdeki her odayı aradınız.
- Dairemdeki her odayı aradınız.
- Dairemdeki her odayı aradın.
Beş çocuktan ikisi utangaç.
Her yemekten önce bu ilacı al.
Tom öncekinden daha güvende hissetmeye başladı.
Her takımın sahada 11 oyuncusu var.
O hikaye giderek daha gülünç oluyordu.
Her seçmen kendi başına karar vermelidir.
- Her iki evden birinde araba var.
- Her iki haneden birinin arabası var.
güç sıralamasında dördüncü sırada yer alıyor.
Her ayda sadece birkaç aydınlık gece olur.