Translation of "Cativante" in Turkish

0.002 sec.

Examples of using "Cativante" in a sentence and their turkish translations:

Ela é muito cativante.

O çok çekici.

Nada disso é muito cativante.

- Bunun hiçbir tarafı çok da baştan çıkarıcı değil.
- Bunun çok da baştan çıkarıcı bir tarafı yok.

Ele é um orador cativante.

O büyüleyici bir konuşmacı.

Minha amiga mais cativante é Jéssica.

Benim en ilginç arkadaşım Jessie.

Esta música tem uma melodia cativante.

Bu şarkının akılda kalıcı bir ezgisi var.

Eu gosto dessa canção; ela tem um ritmo cativante e pode-se dançar ao som dela.

Bu şarkıyı severim. Bunun bulaşıcı bir ritmi var ve dans etmek için iyidir.