Translation of "Orador" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Orador" in a sentence and their turkish translations:

O orador pigarreou.

Spiker boğazını temizledi.

Ele é um orador cativante.

O büyüleyici bir konuşmacı.

O Tomás é um orador polido.

Tom tatlı dillidir.

O orador despertou a ira do público.

Spiker seyircinin öfkesini tahrik etti.

O orador se faz, o poeta nasce feito.

Bir hatip yapılır, ancak bir şair doğar.

O orador procurou incitar a população a uma revolta.

Konuşmacı insanları isyana teşvik etmeye çalıştı.

O orador deveria ficar num lugar onde todos pudessem vê-lo.

Konuşmacı herkesin onu görebileceği bir yerde durmalı.

Isso separou-o dos outros camaradas. E começou a torná-lo um orador público,

Bu onu diğer yoldaşlardan ayırıyordu. O yüzden bir sözcü olarak öne çıktı.

- Ele interrompia o palestrante com perguntas frequentes.
- Ele interrompia o orador com perguntas frequentes.

O, sık sık soruları ile konuşmacını sözünü kesti.

Para conquistar o auditório, o orador recorreu ao uso de técnicas retóricas que ele aprendera em seus cursos de comunicação.

Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu.