Translation of "Polip" in Turkish

Ő egy közönséges polip.

Tür ismi bayağı ahtapot.

A fogságban tartott polip képes megkülönböztetni az embereket.

yetiştirilen bir ahtapotun farklı insanları tanıdığını gösterdi.

Úgy kellett gondolkoznom, mintha... én is polip lennék.

Ve sonra ahtapot gibi düşünmeye başlaman gerekiyor.

Hála istennek, a polip mélyen megbújt a repedésben.

Çok şükür, o çatlağın derinliklerine inmeyi başardı.

A polip hirtelen... a felszín felé nyúlt, valahogy így.

Birdenbire, yüzeye doğru uzandı.

úgy gondolkodtam, mint egy polip És ez valahol kimerítő volt.

...ahtapot gibi düşünüyordum. Ve bunlar bir açıdan aşırı yorucuydu.

Apró repedéseken is képesek átfolyni. A rák érezte a polip közelségét,

Kendini küçücük bir çatlaktan sokabiliyor. Yengeç onu hisseder gibi oldu

Egy nap követett engem. Amikor egy polip követ téged, az a legcsodálatosabb dolog.

Bir gün beni takip ediyordu. Ve bir ahtapotun seni takip etmesi inanılmaz ötesi bir şey.

Már tudom, hogy kapcsolódik a sisakcsiga a tengeri sünhöz, és hogy kapcsolódik a polip a sisakcsigához.

Artık miğfer salyangozlarının deniz kestanesine, ahtapotun da salyangozlara olan bağlantısını biliyorum.