Translation of "Mintha" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Mintha" in a sentence and their turkish translations:

Mintha, de csak mintha

Belki gibi, sadece belki,

Mintha...

Şey gibi...

Mintha esne.

Yağmur yağacak gibi geliyor.

mintha tollal jegyzetelnénk:

bir kalemle bir deftere yazmak gibi düşünülüyordu,

mintha aknamezőn sétálnánk.

bir mayın tarlasından geçmek gibi hissettirdiğini biliyorum.

- Úgy tettem, mintha támogatnám.
- Úgy tettem, mintha segítenék neki.

Onu destekliyor gibi göründüm.

- Úgy beszél, mintha szakértő lenne.
- Úgy beszél, mintha szakember lenne.

O, sanki bir uzmanmış gibi konuşuyor.

- Tegyünk úgy, mintha a dolgoznánk.
- Csináljunk úgy, mintha elfoglaltak lennénk.

Meşgulmüşüz gibi davranalım.

Úgy éreztem, mintha lebegnék,

Süzülüyormuş gibi hissediyordum;

Mintha ez önhittség lenne.

Kibirmiş gibi sanki.

mintha a sajátomért tenném.

savunmamda bana ilham verdi.

Úgy tett, mintha aludna.

Uyukluyormuş numarası yaptı.

Mintha zavart lenne Tomi.

Tom hafifçe kafası karışmış görünüyor.

Úgy tettem, mintha dolgoznék.

Ben çalışıyor gibi davrandım.

Ömlik, mintha dézsából öntenék.

- Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
- Şakır şakır yağmur yağıyor.
- Fena yağmur yağıyor.
- Tufan gibi yağmur yağıyor.
- Gök delinmiş gibi yağmur yağıyor.

Úgy tettem, mintha aludnék.

Ben uyuyor numarası yaptım.

Úgy tesz, mintha gondolkodna.

Düşünüyormuş gibi yapıyor.

- Hamlet úgy tesz, mintha elmebeteg lenne.
- Hamlet úgy viselkedik, mintha őrült lenne.

Hamlet sanki deli gibi davranır.

mintha földönkívüliekről vagy ufókról beszélnénk.

uzaylılardan veya uçan daireden bahsediyormuş gibi.

mintha ragasztószalagot tépnénk le kartonról –

kutu üstündeki bantlatı çıkarır gibi

Mintha egy másik bolygón lennél.

Başka bir gezegende gibisin.

Tegyünk úgy, mintha földönkívüliek lennénk.

Uzaylı numarası yapalım.

Úgy beszél, mintha mindent tudna.

Sanki her şeyi biliyormuş gibi konuşuyor.

Úgy tesz, mintha mindent tudna.

O, her şeyi biliyormuş gibi davranıyor.

Úgy tett, mintha nem figyelne.

Dinlemiyormuş gibi davrandı.

Tégy úgy, mintha nem ismernél.

Ben bir yabancıymışım gibi davran.

Úgy tett, mintha mindent tudna.

O her şeyi biliyor gibi davranıyor.

Úgy érezte mintha kísértetet látna.

O bir hayalet görmüş gibi hissetti.

Úgy él, mintha milliomos lenne.

Sanki bir milyonermiş gibi yaşıyor.

Mintha a gondolataim közt olvasnál.

Sanki benim düşüncelerimi okuyorsun.

- Úgy teszek, mintha nem hallottam volna.
- Úgy teszek, mintha meg sem hallottam volna.

Onu duymamışım gibi davranacağım.

- Tégy úgy, mintha semmi sem történt volna.
- Tégy úgy, mintha mi se történt volna.

Sadece hiçbir şey olmamış gibi davran.

úgy érzik, mintha leváltak volna önmagukról.

ve tıpkı bilinçsiz ya da baygınken olduğu gibi adeta kendinizden

Mintha tudták volna, hogy félniük kéne,

Sanki korkmaları gerektiğini bilseler de

Mintha nem lettek volna elég jók.

Yeterince iyi değillermiş gibi.

mintha jobb lettem volna, mint ő,

ondan daha iyiymişim

Az sokkal hatékonyabb, mintha csak elmagyarázzuk.

yalnızca söylemekten çok daha güçlü.

Olyan, mintha hallanánk bár a füstjelzőt,

Bu biraz yangın alarmını duyup,

Tim úgy ír mintha balkezes lenne.

Tim sanki solakmış gibi yazar.

Úgy beszél, mintha tudná a titkot.

Sanki sırrı biliyormuş gibi konuşur.

Miért teszel úgy, mintha nem ismernél?

Neden beni tanımıyormuş gibi davranıyorsun?

Miért tetteted, mintha te lennél Tamás?

Neden Tom'muşsun gibi davranıyorsun?

Tom úgy tett, mintha gazdag lenne.

- Tom zenginmiş gibi görünüyordu.
- Tom zengin numarası yaptı.

Olyan mintha évek óta ismerném Tamást.

- Tom'u yıllardır tanıyormuşum gibi geliyor.
- Tom'u yıllardır tanıyormuşum gibi hissediyorum.

Nem mintha meg sem próbáltam volna.

Bu denediğim gibi değil.

Úgy tett, mintha semmit nem tudna.

O, sanki bir şey bilmiyormuş gibi davrandı.

Mintha egy hermelint láttam volna arra.

Sanki orada bir kakım gördüm.

Nem mintha lenne ennél jobb programom.

Bu yapacak daha iyi bir şeyim var gibi değil.

Nem mintha lenne ennél jobb programod.

Bu yapacak daha iyi bir şeyin var gibi değil.

Nem mintha lenne ennél jobb programunk.

Bu yapacak daha iyi bir şeyimiz var gibi değil.

Tegyél úgy, mintha te nyertél volna.

Kazandın gibi davran.

Nem tűnsz úgy, mintha megértetted volna.

Sen anlıyor gibi görünmüyorsun.

Úgy nézel, mintha kísértetet láttál volna.

Hayalet görmüş gibi gözüküyorsun.

Tom úgy tett, mintha megsértődött volna.

Tom hakaret edilmiş gibi davrandı.

mintha a szépségnek nem léteznének egyéb formái.

sanki iyi görünüm başka bir şekilde olmazmış gibi.

Senki sem úgy viselkedik, mintha válságban lennénk.

Kimse bir krizin ortasındayız gibi davranmıyor.

mintha váratlanul jelentkező amnézia kerítene minket hatalmába,

aniden hafıza kaybı yaşıyor gibiyiz.

Mintha kallódó alkatrészekből rakta volna össze valaki.

Sanki yedek parçalardan oluşturulmuş gibidir.

úgy lehet inni, mintha importált pezsgő volna.

ithal şampanyaymış gibi içebiliyorsun.

Keresztülnézett rajtam, mintha csak a földet bámulná.

Sanki bana bakıyordu ama aslında yere bakıyordu.

Hogy képes erre? Mintha 2000 ujjunk lenne!

Bu nasıl mümkün? 2.000 parmağın olduğunu düşün.

Úgy tett, mintha nem hallaná a főnökét.

Patronunu duymuyormuş gibi yaptı.

Úgy tett, mintha nem érdekelné, mi történt.

O, ne olduğunu umursamıyormuş gibi davrandı.

Úgy beszélek eszperantóul, mintha az anyanyelvem lenne.

Esperanto'yu ana dilim gibi konuşabiliyorum.

- Tom rémültnek látszik.
- Tomit mintha megfélemlítették volna.

Tom dehşete düşmüş görünüyor.

Ez is jobb, mintha semmit sem tennénk.

Bu hiçbir şey yapmamaktan daha iyi.

Úgy tett, mintha mi se történt volna.

O sadece bir şey yokmuş gibi davrandı.

Mintha rád öntötték volna ezt a kabátot.

Bu ceket sana mükemmel uyar.

Úgy beszél angolul, mintha az anyanyelve lenne.

O sanki bir yerli konuşmacıymış gibi İngilizce konuşur.

Tom úgy állította be, mintha könnyű lenne.

Tom yaparken kolay gibi göründü.

Talán úgy hangzik, mintha panaszkodnék, pedig nem.

Şikayet ediyormuşum gibi algılanabilir, ama etmiyorum.

Tom úgy nézett rám, mintha őrült lennék.

Tom bana deliymişim gibi baktı.

Mintha az emberek ma máshogy állnának hozzám.

İnsanlar bana bugün farklı davranıyorlar gibi görünüyor.

Ne viselkedj úgy velem, mintha gyengeelméjű volnék!

Bana aptalmışım gibi davranma.

Miért tettél úgy, mintha nem ismernél engem?

Niçin beni tanımıyormuş gibi davranıyorsun?

Ez úgy tűnik, mintha beszéltél volna Tommal.

Tom'la konuşuyorsun gibi geliyor.

Tom úgy tett, mintha ott sem lenne.

Tom orada değilmiş gibi davrandı.

Tom úgy tűnik, mintha kutatna valami után.

Tom bir şey arıyor gibi görünüyor.

A mókus úgy nézett ki, mintha mosolyogna.

Sincap sanki gülümsüyor gibi görünüyordu.

Úgy emlékszem rá, mintha tegnap lett volna.

Sanki dünmüş gibi hatırlıyorum.

Ankarában minden évszak olyan, mintha tél volna.

Ankara'da, tüm mevsimler kış gibi.

Csináljunk úgy, mintha meg sem történt volna!

O olmamış gibi yapalım.

- Nem tűnt nagyon úgy, mintha sok figyelmet fordított volna rád.
- Nem tűnt úgy, mintha nagyon figyelt volna rád.

O seninle çok ilgileniyor gibi görünmüyordu.

- Ne játszd a meglepettet!
- Ne tégy úgy, mintha meg lennél lepve!
- Ne tegyél úgy, mintha meg lennél lepődve.

Şaşırmış gibi davranma.

És látják? Máris úgy tűnik, mintha lenne értelme.

Ve gördünüz mü? Mantıklı olabilir gibi hissettiriyor, değil mi?

mintha húztak volna egy falat az agyam közepére,

beynimin tam ortasında örülmüş bir duvar var gibiydi.

Gyakran érzem magam úgy, mintha valami betolakodó lennék,

Bazen kadın mücadelesine geç katılmış

Vagy mintha egy sportversenyen a pálya szélén állnék,

Ya da bir spor karşılaşmasında taç çizgisinde duruyormuşum gibi

Pontosabban leírva a képet, mintha a következőket mondjuk:

aslında eseri, sadece ''Şömineden çıkan

Tisztítóba küldtem, és most olyan, mintha új volna.

Onu kuru temizlemeye yolladım, yeni gibi oldu.

Úgy kellett gondolkoznom, mintha... én is polip lennék.

Ve sonra ahtapot gibi düşünmeye başlaman gerekiyor.

Egyik percről a másikra éreztem, mintha azt mondaná:

Bunu an be an hissedebiliyordum.

A nővéred olyan nemesnek tűnik, mintha hercegnő lenne.

Kız kardeşin sanki bir prenses kadar asil görünüyor.

Tanácsot adni neki, olyan mintha a falnak beszélnél.

Ona laf anlatmak, deveye hendek atlatmaktan daha zor.

Úgy tett, mintha semmit nem tudott volna róla.

- O konuda bir şey bilmiyormuş gibi davrandı.
- O konuda hiçbir şey bilmiyormuş gibi davrandı.

Tomi úgy tett, mintha semmit nem tudna erről.

Tom onun hakkında bir şey bilmiyormuş gibi davrandı.

Most mintha másmilyen lenne itt minden, mint máskor.

Buralar eskisinden oldukça farklı görünüyor.

Ne higgy neki, úgy hazudik, mintha könyvből olvasná.

Ona inanma. O sağda solda yalan söyler.

Tomi még mindig úgy tesz, mintha nem érdekelné.

Tom hâlâ ilgilenmiyormuş gibi davranıyor.