Examples of using "Képes" in a sentence and their turkish translations:
O, her şeyi yapabilir.
O ne yapabilir?
O her şeyi yapabilir.
öğrenebilirdim.
Sevebilirim.
- Bir araba sürebilirim.
- Araba sürebilirim.
- Tom bunu da yapabilir.
- Tom onu da yapabilir.
çok büyük bir değişime yol açmıştı.
Eğer bunu yapabiliyorsanız,
o da elektriği kullanarak iletişim kurma kabiliyeti.
Durumu kavrayabilir.
Onun ne yapabileceğini biliyorum.
- Bunu yapamam.
- Onu yapamazdım.
Kısa sürede yüzebileceksin.
İyi bir plan yapma kapasitesi var.
Tom kendine bakabilir.
Bir şey yapabilirim.
Tıpkı mahvolmuş yeryüzünü dönüştürüp
başarılı olamaz.
ama gezegenimizin kaderini şekillendirecek güce sahip.
Bir gün yürüyebileceksin.
O, gerilimle başa çıkamıyor.
O bunu yapabilir.
Yardım edebileceğimi düşündüm.
Tom'un ne yapabileceğini gördüm.
Sanırım Tom yardım edebilecek.
Onu yapabileceğini düşünüyor musun?
O, onu yapamaz.
Sevebilirim.
İstediğini alabildin mi?
Tom'u öldüremedim.
- Siz de bunu yapabilirsiniz.
- Sen de bunu yapabilirsin.
Tom kendine bakamaz.
Onu yapabileceğimi biliyordum.
bunu yapabilecek bir kamera üzerinde çalışıyordum.
Bana baktıklarında neler yapabileceğimi göreceklerdi.
Her biri birkaç saat içerisinde 20 kilo bal kabağı yiyebilir.
Radar suyu görebilir.
Pek çok su ve besin tutabilir.
Nefesini daha uzun süre tutabilir hâle geliyorsun.
Sadece insan konuşma yeteneğine sahiptir.
Yüzemezsin, değil mi?
- Gerçekten önünü görebiliyor musun?
- Gerçekten geleceği görebiliyor musun?
Ona artık katlanamıyorum.
Kararlarımı kendim verebilirim.
Tom eğer denerse çok daha iyisini yapabilir.
denesem de en sonunda yapamadığım şeyler benim için sorun değil
Bilgisayarı onaramam.
Tom, Mary'ye bakamadı.
Bir daha asla yürüyemeyebilirim.
Asla dans etmeyi öğrenemeyeceğim.
internetin mesajları nasıl güçlendirebileceğini
Bu mümkün, insan bunu yapabilir.
bir oda dolusu yabancının karşısında durabilen
Bugün teknoloji daha fazlasını da yapabilir.
Bunlar yapay zekânın yapamayacağı şeyler.
kuş uçamaz."
Radarın ana kayaları görüntülemesinin nedeni
Bu nasıl mümkün? 2.000 parmağın olduğunu düşün.
O bunu yapamaz.
Tom ölülerle iletişim kurabileceğini söylüyor.
Uçak sesten hızlı hızlara ulaşabilir.
O, onu halledebileceği hususunda kendini ikna etmeye çalışıyor.
Sadece insan yüzü duyguları ifade edebilir.
O bilincini tekrar kazandı ve konuşabildi.
İnsan konuşmaya yeteneğine sahiptir.
diğerleri gibi bir hayvan türü olan insanoğlunun
Pek çok şirket füze veya uçak üretemez
yapay zekâda sevgi yetisi olmadığını size söyleyebilirim.
Bu medeniyet kendini kopyalayan uzay araçları programlayarak
yetiştirilen bir ahtapotun farklı insanları tanıdığını gösterdi.
kendi kaderine karar verebilen tek tür biziz.
Saatte 100 kilometreyi geçen sprintler atabiliyor.
Ama nihayetinde devlet üniversitesine giderek
Herhangi biri onu yapabilir.
Bu karışıklıkta onun nasıl yaşayabileceğini bilmiyorum.
Marco aç olduğu zaman bir kilo pişmiş ürünü aç kurt gibi yiyebilir.
- Onu yapabilirsin!
- Onu yapabilirsiniz.
İnsan gülebilen tek hayvandır.
Sana olan aşkımı hiçbir şey değiştirmeyecek.
Tom'un nasıl zaman bulacağını bilmiyorum.
- Bu uçak bir seferde 40 yolcu taşıma kapasitesindedir.
- Bu uçak bir seferde 40 yolcu taşıyabilir.
Sana yardım edemeyeceğimden korkuyorum.
Küçük bir kartopu, bir çığı başlatabilir.
Tom Mary'nin onsuz yaşayabileceğini sanmıyor.
Tom onu yapamaz gibi görünüyor.
Tom, senin kazanabileceğini umduğunu söylüyor.
Bu uçak it dalaşı yaparken, bombalama yapabilme kabiliyetine sahip.
Tecrübesini konuşturarak bir av indirmesi en büyük ümitleri.
Vücudundaki özel pullar geçen balıkların yaydığı basınç dalgalarını algılıyor.
herkes bunu böyle bir kibirle karşılayamaz.
Tim'i bulamıyorum.
Onu teslim edebilir misin?
Onun 48 yaşında hamile kalabildiğine herkes çok şaşırmıştı.
Öğrenme esnasında, beyin nöronlar arasındaki bağlantıları değiştirebilir.
modern bir toplumun gelişmesi için gerekli olan