Examples of using "Lennék" in a sentence and their turkish translations:
Ben bir hissedar olsam üzülürdüm.
Daha kasıntı.
Keşke daha uzun boylu olsam.
Evde olmayı tercih ederim.
Memnun olurum.
Neden kıskanayım?
Seninle olmayı tercih ederim.
Ben gerçekten minnettar olurum.
Keşke güzel olsam.
Boston'da olmayı tercih ederim.
Keşke polis olsaydım.
Bugün olduğum kişi olmazdım.
Keşke bir taş olsam.
Ben çok emin olmazdım.
Ben de kızardım.
- Şu an keşke Paris'te olsam.
- Keşke şimdi Pariste olsam.
Keşke tekrar genç olsam.
Bir takma adım olsa memnun olurum.
- Bir kuş olsam, sana uçarım.
- Eğer ben bir kuş olsaydım sana uçardım.
Keşke her zaman bu kadar meşgul olmasam.
- Zengin olsam yurt dışına giderim.
- Zengin olsam yurt dışına giderdim.
Bunu yapmak için deli olurdum.
Ben genç olsam, yurtdışına giderim.
Zengin olsam, her yere seyahate giderim.
Züğürt olmasam onu alırdım.
Zengin olsam fakirlere yardım ederim.
Daha genç olsam, okumak için yurt dışına giderim.
Yerinde olsam, onu yapmam.
Keşke senin kadar genç olsam.
Ben şaşırdım diyemem.
Yerinde olsam derhal eve giderim.
- Yerinde olsam ona sorarım.
- Senin yerinde olsaydım, ona sorardım.
Kendimi suçlu hissetmiyorum.
Patron olsam seni kovarım.
Senin için sadakatsiz olsam ne yaparsın?
Senin yerinde olsam bu kadar iyimser olmam.
Bunu benim için yapsan takdir ederim.
Keşke Tom kadar zengin olsam.
Bu konuyu açıklığa kavuşturmak için yardımınıza minnettarım.
Keşke orada olsam.
Sıfırdan sosyal değişime öncülük eden insanlardan biri
Mutsuz olurdum ama kendimi öldürmezdim.
Tom bana deliymişim gibi baktı.
Yeinde olsam Tom'un nasihatını dinlerim.
Eğer zengin bir adam olsam çok çalışmak zorunda olmam.
Bir balık olmaktansa bir kuş olmayı yeğlerim.
Senin karın olmaktansa onun fahişesi olmayı tercih ederim.
Bazen kadın mücadelesine geç katılmış
Aklımdakileri söylemek için yeterli olduğumu düşünmüyorum.
Ve sonra ahtapot gibi düşünmeye başlaman gerekiyor.
Gençliğimde çok çalışsaydım şimdi başarılı olurdum.
Sağlıklı olsaydım, çalışmalarıma devam edebilirdim.
- Yerinde olsam onu önemsemem.
- Yerinde olsam onu görmezden gelirim.
Onlar benim yaşlı bir kadın olduğumu söylüyorlar.
O işi almak her şeyi yapmaya istekli olurdum.
Burada değilmişim gibi benim hakkımda konuşma.
Senin pozisyonunda olsaydım, bunu yapmazdım.
O tabloyu o zaman satın alsaydım, şimdi zengin olurdum.
Durup ormanla bütünleştim
Tom'un Mary'ye çiçekler verip vermediğini merak ediyorum.
Ah! Zengin olsaydım, kendime İspanya'dan bir ev satın alırdım.
Keşke zengin olsaydım.
- Zengin olsaydım bile, ona para vermezdim.
- Zengin olsam bile, ona para vermem.
Bana doğruyu söylemiş olsaydın, şimdi kızmazdım.
Bu durumda ne yaptığını merak ediyorum.
Bazen tekrar hasta olmanın hayalini bile kurdum.
Ben olsaydım, ona sorardım.
Bir şey yapabilirim.
"Bekar mısın?" "Tabii ki bekarım. Kim bana sahip olur?"
- Övündüğüm bir şey değil bu.
- Benim için övünülecek bir şey değil bu.
Beni bir ölü gibi hissettirmekten hoşlanıyor musun?
Keşke Tom'un zekasına sahip olsam.
Ben senin yerinde olsam tereddüt etmem.
Keşke Tom'un söylediğini dinleseydim, başım bu tür bir belada olmazdı.
Eşim, sanki ben kentin en zengin adamıymışım gibi para harcıyor.
- Eğer bana sinirli olmamamı söylemeyi durdursan bu kadar sinirli olmam.
- Bana gergin olmamamı söylemeyi kesseydin herhalde bu kadar gergin olmazdım.