Examples of using "Voneinander" in a sentence and their turkish translations:
birbirleri tarafından parçalanmış ve izoleydiler.
birbirimizden ayrılmış durumdayız.
Birbirleriyle hayal kırıklığına uğradılar.
Biz birbirimize bağlıydık.
İki gözü de mesafeyi ayrı ayrı ölçümlüyor.
Birbirimizden birçok şey öğrenebiliriz.
- Onları birbirinden nasıl ayırıyorsun?
- Onları nasıl ayırt edersin?
Onlar birbirlerini yeterince anlamıyorlar.
Birbirlerine doyamadılar.
yaşam ortamlarımız birbirinden çok farklı
Arkadaşlık ve mutluluk ayrılamazlar.
Bu ikisi birbirinden çok farklı.
Tom ve Mary birbirlerine bağlılar.
Küçük kasabalarda, herkes birbirleriyle ilgili her şeyi bilir.
daha sonrasında ise bunlar ayrılmaya başladı birbirlerinden
Ellerini birbirlerinden hiç ayırmazlar.
Tom ve Mary birbirinden çok şey öğrenebilir.
Tom, John ve Mary'yi ayrı tutmak istedi.
Bizim zamanımızla geçmişteki zaman bir birinden farklılık gösteriyor
Tom'un birbirlerini tanımayan iki kız arkadaşı var.
Tom ve Bill birbirlerinden bağımsız olarak karara vardılar.
Öğrenciler genellikle birbirlerinin ödevlerini kopyalarlar.
New York, Londra'dan ne kadar uzaklıktadır?
İki komşu ülke her açıdan birbirinden farklıdır.
Onlar ayrı ve dokunulmazdır.
İkizleri birbirinden ayırtedebilir misin?
Tom ve Mary asla gözlerini birbirlerinden almadılar.
Dil ve kültür ayrılamaz.
yani coğrafi kutup ile manyetik kutup birbirinden farklı
İkisini birbirinden ayırt edemiyorum.
Tom ikili bir hayat sürdü. Birbirleriyle ilgili hiçbir şey bilmeyen iki ailenin babasıydı.
Bilim adamları farklı galaksilerin Doppler kaymalarını inceleyerek galaksilerin tümünün birbirlerinden uzaklaştıkları sonucuna vardılar.
Bir alligator'u bir crocodile'den ayırt edebilir misin?
Dil ve kültür ayrılamaz.
Meleklerin iki kanadı, Şeytan'ın bir kuyruğu vardır.
İkizleri birbirinden ayırt edemiyorum.
İnsanlar bizi ayırt edemez.
Gümüşü kalaydan ayırabilir misin?
Ukrayna güvenlik güçleri bu iki önemli kenti birbirinden ayırmak amacıyla Donetsk ve Luhansk arasındaki kasaba ve köyleri işgal etmeye çalışıyorlar.
"Tom ve Mary arasındaki aşk ateşini yeniden canlandırmalıyız." dedi John. "Ayrılmalarına izin veremeyiz!"
Tom ve Mary kanepede mümkün olduğu kadar birbirlerinden uzak oturuyorlardı.