Translation of "Und" in Turkish

0.048 sec.

Examples of using "Und" in a sentence and their turkish translations:

und Leben und Tod.

yaşam ve ölüm gibi.

- Na und?
- Ja und?

- Öyleyse ne yapmalı?
- Ne yani?
- Ne olmuş?
- E yani?
- Eee?

- Und jetzt?
- Und nun?

Ve şimdi?

- Na und?
- Und dann?

- Sonra ne olacak?
- Ya sonra?

und für Hämatologen und Radiologen

ve hematologlar ve radyologlar

- Gut, und du?
- Gut. Und dir?
- Gut. Und Ihnen?

İyiyim. Ya sen?

und hochgradig Burn-out und Stress.

yüksek düzeyde tükenmişlik ve strese neden olur.

- Gut, und du?
- Gut. Und dir?

İyiyim. Ya sen?

Das Leben besteht aus Regen und Sonne, aus Schnee und Hitze, Blitz und Donner und aus Winter und Sommer.

Hayat yağmur ve güneş ışığı, kar ve ısı, gök gürültüsü ve şimşek ve de kış ve yazdan oluşur.

- Komm und schau!
- Kommen Sie und schauen Sie!
- Kommt und schaut!

- Bir göz atmaya gel.
- Gel ve bir göz at.
- Gel bir baksana.
- Gelip bir bak.

- Geh und sieh!
- Gehen Sie und schauen Sie!
- Geht und schaut!

- Git ve bir bak.
- Git ve bir göz at.

und trügerisch.

ve yanıltıcı olacaktır.

und beginnt.

ve başlar.

Und Schlangen.

Ve yılanlar.

und zusammenziehen.

iyice geriyorsunuz.

Und nun,

Şimdi,

und Islamhasser

İslamofobikler

Und dann --

Ayrıca...

und Trauer.

Yas.

Und Verlust.

Kaybetme.

...und Wunder.

...gece dünyası.

...und Überlebenskämpfe.

...gösterişli...

...und Kaimane.

Kayman da ararlar.

...und warm.

...ve sıcacık.

...und Elche.

...ve sığınlar cirit atıyor.

Und staubig.

Ve tozlu.

und Interesse

ve çıkarcılık

und verbreiten

ve yaymak

Und unverkauft

Ve satılamamış

Und ich?

Ya ne olacağımı var ya

Und vertieft

Ve derinlik kazandırılmış

Und Masséna.

Ve Masséna.

Und nach…

Ve nihayetinde...

Und plötzlich…

Ve sonra aniden…

und Fischspuren…

Ya balık izlerinin?

…und Wurmspuren?

Solucan izlerinin?

Und du?

Ya sen?

Und Belüftung.

Ve havalandırma.

Und jetzt?

Ve şimdi?

Na und?

Amacın ne?

Und danach?

Ve sonra?

und nicht nur Experten und Bürokraten beschäftigte,

bilim tutkusu olan büyük halk sağlığı hikaye anlatıcıları

und der Mangel an Planung und Bauaufsicht

plansızlık ve kontrolsüz yapılaşma

und ja, manchmal auch Trauer und Enttäuschung.

ve evet, bazen de üzüntü ve hayal kırıklığı.

und die Suche nach Antworten und Lösungen

muhtemel sonucun başarısızlık olduğu probleme bile

und mehr finanzielle und kulturelle Unterstützung bekommen,

bir toplumda yaşamak istiyorum,

und zwar einfach, schnell und weniger furchterregend.

bunu kolay, hızlı ve daha az caydırıcı bir şekilde yapıyor.

und dann im Dschungel freigelassen. Und Gubi...

ve ormana bırakılıyor. Gubbi'ye gelince...

Und überraschenderweise war China ausgeglichen und selbstversorgend.

İlginç bir şekilde Çin aslında gıdasal olarak kendine yeterliydi.

Und jemand kommt raus und dieser Ergenekon

yahu birisi de çıkıp bu ergenekon

und wenn Menschen Jäger und Sammler sind

ve insanlar avcı toplayıcı ise

Ostanglien und Northumbria und töteten König Ella.

Anglia ve Northumbria'yı kasıp kavurdu ve Kral Ella'yı öldürdü.

und sich an Äste und Zweige klammerten.

Ağaçları sarmalaması

Tom und Mary spielen Räuber und Gendarm.

Tom ve Mary hırsız polis oyunu oynuyorlar.

Meer und Feuer und Frau: drei Übel.

Deniz, yangın ve kadın; üç tane felaket.

Tom und Maria sind jung und gesund.

Tom ve Mary genç ve sağlıklıdırlar.

Tom und Maria umarmten und küssten sich.

Tom ve Mary sarıldı ve öpüştü.

Tom und Maria sind Cousin und Cousine.

Tom ve Mary kuzendir.

Tom und Mary umarmten und küssten sich.

Tom ve Mary birbirleriyle sarılıp öpüştüler.

Tom und Maria heirateten und zogen zusammen.

Tom ve Mary evlendiler ve birlikte bir daireye taşındılar.

- Gut, danke. Und Ihnen?
- Danke, gut. Und Ihnen?
- Danke, gut. Und dir?

İyiyim, teşekkürler. Ya siz?

- Tom und ich sind Cousins.
- Tom und ich sind Cousin und Cousine.

Tom ve ben kuzeniz.

- Komm und hilf mir!
- Komm und unterstütze mich!
- Kommen Sie und helfen Sie mir!
- Kommt und helft mir!
- Kommt und unterstützt mich!
- Kommen Sie und unterstützen Sie mich!

- Gel ve bana yardım et.
- Bana yardım etmeye gel.

- Seid höflich und respektvoll!
- Sei höflich und respektvoll!
- Seien Sie höflich und respektvoll!

Kibar ve saygılı olun.

und ob es stabil und stark genug ist.

ve yeterince sağlam olup olmadığını bilmiyorum.

und meine Geschwister und mich zur Schule schicken.

okula gönderebilecek konuma geldiler.

Und der Mond und die Planeten sind da.

Ve Ay ve gezegenler oradadır.

Und dann geht er los und geht zweibeinig.

Uzun adımlarla yürüyüp gidiyor. İki ayak üstünde duruyor.

- Leben und leben lassen.
- Lebe, und lasse leben.

Yaşa ve yaşat.

Tom und Maria saßen Johannes und Elke gegenüber.

Tom ve Mary John ve Alice'in karşısına oturdu.

Tom und Maria warten auf Johannes und Elke.

Tom ve Mary John ve Alice'i bekliyor.

Tom und Maria sehen fern und essen Kartoffelchips.

Tom ve Mary televizyon izliyorlar ve patates cipsi yiyorlar.

Tom und Maria sahen einander an und lachten.

Tom ve Mary birbirlerine bakıp güldüler.

Ausgelassene Mädchen tanzen und springen, lachen und singen.

Kızlar kıpır kıpır, dans ediyorlar ve zıplıyorlar, gülüyorlar ve şarkı söylüyorlar.

Addiere fünf und zwei, und du bekommst sieben.

5 ile 2'yi topla ve 7'ye ulaşırsın.

Tom und seine Freunde spielten Cowboy und Indianer.

Tom ve arkadaşları kovboylar ve Hintliler oynadı.

Tom und Maria sind wie Hund und Katze.

Tom'la Mary kedi köpek gibi birbirlerini yerler.

- Wusstest du, dass Tom und Maria Cousin und Kusine sind?
- Wussten Sie, dass Tom und Maria Cousin und Kusine sind?
- Wusstet ihr, dass Tom und Maria Cousin und Kusine sind?

Tom ve Mary'nin kuzen olduğunu biliyor muydun?

- Geh und such Tom!
- Gehen Sie und suchen Sie Tom!
- Geht und sucht Tom!

- Git ve Tom'u ara.
- Tom'u aramaya git.

- Geh und warte draußen!
- Gehen Sie und warten Sie draußen!
- Geht und wartet draußen!

Git dışarıda bekle.

und unser Unglück

ve mutsuzluğumuzu da aynı şekilde dış kaynaklardan

"Glück und Unglück

''Mutluluk ve mutsuzluk,

und Antiviren-Firmen.

ve antivirüs şirketleri.

und herzbedingte Tode.

ve kalple ilgili ölümler gibi.

Aggressiv und blitzschnell

Agresif ve çok hızlı olan

und die Mongolei

Moğolistan'a, Asya'nın kurak kesimlerine

und euch beistehen,

Seninle olacağım

und sie essen.

bunları mı yesem?

Und das hier.

Aynı bunun gibi, bakın.

und viel Zeit.

ve bol bol zaman.