Examples of using "Genug" in a sentence and their turkish translations:
- Yetti artık.
- Yeter artık.
- Yetti gari.
Yeterince biliyorsun.
yetmemiş
Yeterince uyu.
Sen yeterince yedin.
Yeterli zamanım var.
Yeterli yerin var mı?
Yeterli.
- Yeter!
- Yeter be!
Bizim yeterince var.
Yeterince biliyorduk.
Yeterince biliyoruz.
O yeterliydi.
- Tom bıkmıştı.
- Tom'a gına gelmişti.
Yeter artık!
Sen yeterince hızlı değilsin.
- Yeterince su içmiyorsun.
- Yeterince su içmiyorsunuz.
Bana yeterince iyi ödüyorsun.
Onlar sana yeterince iyi para veriyor mu?
Mary'nin yeterli arkadaşı yok.
Artık yeterince yaşlısın.
Yeterince dikkatli değildim.
Boyun eğmek yeterli olmuyor.
Artık yetmişti.
Yeterince büyük mü?
Bizim yeterince zamanımız var.
Yeterli suyumuz var.
Yeterli parası var.
Yeterli param var.
O yeteli iradeye sahip.
Yeterli vakitleri var.
Yeterince gördüm.
Yeterince gördün mü?
Yeterince acı çektim.
On bin yen yeterli mi?
Bundan usandım.
Ben yeterince uyumuyorum.
Yeterince sahip değilim.
Bana yeterince para ödeniyor.
Biz zaten yeterince sahibiz.
O yeterli değildi.
Yeterince gördük.
Bu yeterince iyi.
Yeterince yaptın.
- O yeterli değil mi?
- Bu yeterli değil mi?
Tom'un yeterli zamanı var.
Onun yeterli olacağını umuyorum.
Onun yeterli parası var.
Yeterli zamanın var mı?
Yeterli paran var mı?
Tom'un yeterli parası var.
Yeterli vaktim var.
Yeterince su içiyor musunuz?
Tom yeterince çalışmıyor.
Yeterince yedim.
- Ne kadar yeterli?
- Ne kadar yeter?
Yeterli sütümüz var mı?
- O yeterli deneyime sahip değil.
- Onun yeterli deneyimi yok.
O yeterli deneyime sahip değil.
Bana yeterince ödeme yapılmıyor.
Yeterince tecrüben yok.
Sana çok fazla teşekkür edemem.
Gereğinden daha fazla yaptın.
Şimdi yeterli yiyeceğimiz var.
Senin yorumlarından bıktım.
Senin sorularından usandım.
Yeterince gayret etmiyorsun.
Seni yeterince methedemiyorum.
Bugün için yeterlidir.
Yalanlarından usandım.
- Siz pek yeterince çalışıp işlemediniz.
- Siz yeterince çalışmadınız.
- Sana yeterince teşekkür edemem.
- Ben yeterince teşekkür edemiyorum.
- Size yeterince teşekkür edemiyorum.
Toplantı odasında yeterli sandalye yok.
yeterince boğazınızı düğümlemediyse
Ama kazmaya yetecek kadar kum var.
Yeterli uyku almak zorundasın.
Yeterince uyuyor musun?
Yeterli RAM'im yok.
Onun yeterli parası yoktu.
Bu benim için yeterli.
Tom yeterince hızlı değil.
O, yeterince çok çalışmaz.
Tom yeterince güçlü değildi.
Tom yeterince iyi değil.
Ondan tiskiniyorum.
Yeterince derin değil.