Translation of "Verlockend" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Verlockend" in a sentence and their turkish translations:

Es war verlockend.

Ayartıcıydı.

Diese Chance auf Nahrung ist einfach zu verlockend.

...midesini doldurma fırsatına karşı koyamıyor.

Ich meine, von außen betrachtet ist es verlockend --

Baktığımız zaman oldukça makul görünüyor

Ich muss zugeben, dass das sehr verlockend ist.

Onun çok çekici olduğunu kabul etmeliyim.

"Es ist zu verlockend, er kann gar nicht anders."

''Çok kışkırtıcı, kendine hakim olamadı.''

Wir kennen uns schon lange, deine Name klingt verlockend,

Birlikte bir geçmişimiz var, adın çok umut verici

Die Hörner bringen fast doppelt so viel wie Gold ein und der finanzielle Gewinn auf dem Schwarzmarkt ist verlockend.

Karaborsadaki finansal değeri altının yaklaşık iki misli olan gergedan boynuzu cezbedici olabiliyor.