Translation of "Klingt" in Turkish

0.028 sec.

Examples of using "Klingt" in a sentence and their turkish translations:

- Das klingt vernünftig.
- Dies klingt vernünftig.

Bu makul görünüyor.

- Wie klingt es?
- Wie klingt das?

Kulağa nasıl geliyor?

- Das klingt einfach.
- Das klingt leicht.

Kolay görünüyor.

- Das klingt prächtig.
- Das klingt großartig.

- O muhteşem görünüyor.
- O harika görünüyor.
- O, kulağa harika geliyor.

- Tom klingt verärgert.
- Tom klingt aufgebracht.

Tom üzgün görünüyor.

- Das klingt wirklich interessant.
- Das klingt sehr interessant.

O, gerçekten ilginç görünüyor.

- Das klingt gerecht.
- Das klingt recht und billig.

Adil görünüyor.

Das klingt verdächtig.

Bu şüpheli görünüyor.

Das klingt interessant.

O, ilginç görünüyor.

Das klingt schaurig.

O korkutucu görünüyor.

Das klingt gut.

Bana iyi geliyor.

Das klingt vertraut.

Bu tanıdık geliyor.

Er klingt enttäuscht.

O hayal kırıklığına uğramış görünüyor.

Sie klingt enttäuscht.

O hayal kırıklığına uğramış görünüyor.

Das klingt großartig.

O harika görünüyor.

Er klingt verärgert.

O kızgın görünüyor.

Das klingt entsetzlich.

O berbat görünüyor.

Das klingt aufregend.

O heyecan verici görünüyor.

Das klingt einfach.

Bu basit görünüyor.

Das klingt gerecht.

Bu kulağa adil geliyor.

Das klingt vernünftig.

O mantıklı görünüyor.

Wie klingt dies?

Bu nasıl görünüyor?

Tom klingt verärgert.

Tom kızgın görünüyor.

Tom klingt verrückt.

Tom deli görünüyor.

Tom klingt nett.

Tom hoş görünüyor.

Das klingt phantastisch.

O şaşırtıcı görünüyor.

Das klingt vielversprechend.

Bu umut verici geliyor.

Ihr klingt nervös.

Sinirli görünüyorsun.

Wie klingt es?

O nasıl görünüyor?

Tom klingt enttäuscht.

Tom hayal kırıklığına uğramış görünüyor.

Das klingt prima!

Harika görünüyor!

Sie klingt verzweifelt.

O umutsuz görünüyor.

Das klingt ähnlich.

Bu tanıdık geliyor.

Das klingt prima.

O harika görünüyor.

- Mir gefällt, wie es klingt.
- Mir gefällt, wie sie klingt.
- Mir gefällt, wie er klingt.

Onun ses çıkarma şeklini seviyorum.

- Dein Name klingt mir vertraut.
- Ihr Name klingt mir vertraut.

- İsmin yabancı gelmiyor.
- İsmin tanıdık geliyor.

Deine Idee klingt gut.

Fikrin iyi bir fikir gibi geliyor.

Das klingt sehr interessant.

- O, ilginç görünüyor.
- Kulağa çok ilginç geliyor.

Die Geschichte klingt glaubwürdig.

Hikaye gerçek görünüyor.

Das klingt nicht gut.

Bu kulağa hoş gelmiyor.

Das klingt nach Spaß.

Eğlenceli gibi görünüyor.

Sein Name klingt vertraut.

Onun adı tanıdık geliyor.

Dein Vorschlag klingt gut.

Önerin iyi görünüyor.

Das klingt recht gut.

Bu oldukça iyi görünüyor.

Das klingt ausgesprochen beängstigend.

Bu tamamen korkutucu görünüyor.

Sie klingt sehr unreif.

O çok olgunlaşmamış görünüyor.

Er klingt sehr unreif.

O çok olgunlaşmamış görünüyor.

Tom klingt sehr verärgert.

Tom gerçekten üzgün görünüyor.

Mein Name klingt seltsam.

Benim adım tuhaf geliyor.

Heute Abend klingt gut.

Bu gece iyi görünüyor.

Es klingt nach Tom.

O Tom'a benziyor.

Das klingt nach Tom.

O, Tom'a benziyor.

Klingt das nicht gut?

O iyi görünmüyor mu?

Klingt das nicht toll?

O güzel ses çıkarmıyor mu?

Klingt das nicht ernst?

Bu ciddi görünmüyor mu?

Das klingt nicht richtig.

Bu, kulağa pek hoş gelmiyor.

Seine Geschichte klingt seltsam.

Onun hikayesi garip görünüyor.

Das klingt ziemlich bescheuert.

- Bu çok aptalca görünüyor.
- O oldukça aptalca görünüyor.

Seine Geschichte klingt glaubwürdig.

- Onun hikayesi gerçek görünüyor.
- Hikayesi kulağa doğru geliyor.
- Hikayesi kulağa gerçek geliyor.

- Das klingt eigenartig, ist aber wahr.
- Das klingt seltsam, aber es stimmt.

- Garip, ama gerçek.
- Tuhaf, ama gerçek.

Klingt es gerade von hinten?

şu an bir arkadan ses mi geliyor sanki?

Dieser Vorschlag klingt ganz gut.

O oldukça iyi bir öneri gibi görünüyor.

Das klingt ein bisschen gefährlich.

O, biraz tehlikeli görünüyor.

Meine Erklärung klingt vielleicht seltsam.

Açıklamam tuhaf görünebilir.

Das klingt nicht allzu schwierig.

Bu çok zor görünmüyor.

Ich weiß, es klingt albern.

Onun aptala göründüğünü biliyorum.

Das klingt nach einer Falle.

Bu bir tuzak gibi geliyor.

Das klingt doch glaubhaft, oder?

O inanılmaz geliyor, değil mi?

Das klingt seltsam für mich.

Bu bana garip geliyor.

Das klingt nicht sehr gut.

O çok iyi gelmiyor.

Dein Englisch klingt nicht hässlich.

İngilizcen kötü görünmüyor.

Das klingt simpel, ich weiß.

Bu basit görünüyor, biliyorum.

Das klingt nicht nach Tom.

Tom'a benzemiyor.

Das klingt einfach nicht richtig.

Bu sadece doğru gelmiyor.

Das klingt seltsam, nicht wahr?

O garip görünüyor, değil mi?

Das klingt nicht besonders vertrauenerweckend.

Bu, özellikle güvend verici görünmüyor.

Ihre neue Gitarre klingt gut.

Yeni gitarın iyi ses veriyor.

Das klingt doch ganz erfreulich!

O oldukça ümit verici görünüyor, değil mi?

Es klingt wie ein Traum.

Rüya gibi geliyor.

Dieses Lied klingt mir vertraut.

O şarkı bana tanıdık geliyor.

- Das klingt wirklich interessant.
- Das klingt sehr interessant.
- Es scheint sehr interessant zu sein.

Kulağa çok ilginç geliyor.

Ja, das klingt ein bisschen interessant.

Evet biraz ilginç geliyor.Farkındayım.

Das klingt nach einer Menge Spaß.

O, çok eğlenceli gibi görünüyor.

Das klingt nach einer Menge Arbeit.

O, bir sürü iş gibi görünüyor.

Das klingt nach einer schlechten Idee.

O kötü bir fikir gibi görünüyor.

Das klingt für mich sehr seltsam.

O bana çok garip geliyor.

Das klingt für mich wie Musik.

O bana müzik gibi geliyor.