Translation of "Betrachtet" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Betrachtet" in a sentence and their turkish translations:

Ein Dichter betrachtet die Welt, wie ein Mann eine Frau betrachtet.

Bir şair, bir adamın bir kadına baktığı gibi dünyayı inceler.

Tom betrachtet sich im Spiegel.

Tom aynada kendisine bakıyor.

Tom betrachtet Maria als Heldin.

Tom Mary'yi bir kahraman olarak görmektedir.

Dies wird als wichtige Angelegenheit betrachtet.

Bu çok önemli bir mesele olarak dikkate alınır.

Wird Masi Sadaiyan als furchtloser Krieger betrachtet.

Masi Sadaiyan korkusuz bir savaşçı olarak görülüyor.

Das japanische Volk wird als höflich betrachtet.

Japon halkının nazik olduğu düşünülür.

Philosophie betrachtet man oft als etwas Schwieriges.

Felsefe genelde zor olarak değerlendirilir.

Ich kann nicht sehen, was Tom betrachtet.

Tom'un neye baktığını göremiyorum.

- Schaut Tom mich an?
- Betrachtet Tom mich?

Tom bana bakıyor mu?

Aus der Ferne betrachtet, ist sie schön.

Onu uzaktan görürsen o güzeldir.

Tom betrachtet Maria als seine beste Freundin.

Tom Mary'yi onun en iyi arkadaşı olarak düşünüyor.

Ich meine, von außen betrachtet ist es verlockend --

Baktığımız zaman oldukça makul görünüyor

Die Erde ist vom All aus betrachtet wunderschön.

Uzaydan bakınca, dünya çok güzeldir.

Wir haben das Problem aus allen Blickwinkeln betrachtet.

Sorunu tüm açılardan düşündük.

Er betrachtet sich den ganzen Tag im Spiegel.

Bütün gün aynada kendine bakar.

Sie betrachtet die Welt durch eine rosarote Brille.

- Hayata pembe gözlüklerle bakıyor.
- Hayatı tozpembe görüyor.

Insgesamt betrachtet hat mein Vater ein glückliches Leben gehabt.

Her şey göz önüne alındığında, babamın hayatı mutlu bir hayattı.

Aus der Distanz betrachtet sieht das wie ein Mann aus.

Uzaktan bakıldığında, o bir erkeğe benziyor.

Wir alle wissen sowieso, wie man Muslime in der Welt betrachtet

zaten dünyada Müslümanlara nasıl bir gözle bakıldığını hepimiz biliyoruz

Diese werden heutzutage mit Argwohn betrachtet, weil sie Hunderte von Jahren

Bunlara bugünlerde şüpheyle bakılıyor çünkü yüzlerce yıl

- Tom betrachtet sich als Weltbürger.
- Tom hält sich für einen Weltbürger.

Tom kendini bir dünya vatandaşı olarak düşünüyor.

- Betrachtet euch als meine Gefangenen!
- Betrachten Sie sich als meine Gefangenen!

Kendinizi benim tutsaklarım olarak düşünün.

Er betrachtet Frauen eher als verfügbare Vergnügungen denn als bedeutsame Beschäftigungen.

O, kadınları anlamlı bir meşgale olmaktan daha ziyade tek kullanımlık zevk olarak görüyor.

Die amerikanische Regierung hat England schon immer als amerikanisches Schoßhündchen betrachtet.

ABD hükümeti İngiltereye her zaman Amerika'nın evcil hayvanı olarak bakmıştır.

Von weitem betrachtet, sah der Felsen wie ein menschliches Gesicht aus.

Uzaktan bakıldığında, kaya, bir insan yüzü gibi görünüyordu.

Aus diesem Blickwinkel betrachtet, sind tausend Jahre eine sehr kurze Zeit.

Bu bakış açısından bin sene çok kısa bir zaman.

Von der anderen Seite des Zimmers betrachtet, siehst du aus wie Tom.

Odanın diğer tarafından bakıldığında, sen Tom'a benziyorsun.

Aus der Ferne betrachtet, sah der Felsen wie ein altes Schloss aus.

Uzaktan bakıldığında, kaya eski bir kale gibi görünüyordu.

Wenn man mit einem Kind nach draußen geht und nach dem Monde zeigt, betrachtet es den Mond. Macht man das Gleiche mit einem Hund, betrachtet er den Finger.

Bir çocuğu dışarı çıkarıp elinizle Ay'ı işaret ederseniz, çocuk Ay'a bakar. Aynı şeyi bir köpekle yaparsanız, köpek parmağınıza bakar.

Aus der Ferne betrachtet, sieht der Felsen wie das Gesicht eines Menschen aus.

Uzaktan görüldüğünde, o kaya bir insan yüzü gibi görünüyor.

Die Dinge sind manchmal schöner, wenn man sie von einer anderen Seite betrachtet.

Bazen, şeyler onlara farklı açılardan bakılınca daha güzeldir.

Die besten Entdeckungsreisen macht man, indem man die Welt mit anderen Augen betrachtet.

En güzel keşif yolculuklarını, dünyaya bakış açımızı değiştirdiğimizde yaparız.

- Dieses Problem ist eine Überlegung wert.
- Dieses Problem verdient es, betrachtet zu werden.

Bu sorun, düşünülmeyi hak ediyor.

"Cien años de soledad" wird als das wichtigste Werk der spanischen Literatur seit "Don Quixote" betrachtet.

"Yüzyıllık Yalnızlık" İspanyol edebiyatının "Don Kişot"tan bu yana en önemli eseri sayılır.

- Von weitem ähnelt dieser Berg dem Fuji.
- Von weitem betrachtet, sieht dieser Berg wie der Fuji aus.

- Uzaktan bakınca bu dağ Fuji dağı gibi görünüyor.
- Uzaktan bakınca bu dağ Fuji dağına benziyor.

- Seine Annahme des Geschenks wurde als Bestechung betrachtet.
- Dass er das Geschenk annahm, wurde als Bestechung ausgelegt.

Onun hediyeyi kabul etmesi rüşvet olarak kabul edildi

- Ich weiß, dass du mich für eine enge Freundin gehalten hast.
- Ich weiß, du hast mich als engen Freund angesehen.
- Ich weiß, dass ihr mich als engen Freund betrachtet habt.
- Ich weiß, Sie sahen mich als enge Freundin an.

Beni yakın bir arkadaş olarak düşündüğünü biliyorum.

Charon gilt als Trabant des (Zwerg-)Planeten Pluto. Dieweil sein Durchmesser jedoch mehr als halb so groß ist wie der des Pluto selbst, kann er in der Tat als gleichberechtigter Begleiter und Pluto zusammen mit Charon als Doppelplanet betrachtet werden.

Charon gezegen Pluto'nun bir uydusu olarak kabul edilmektedir. Ancak onun çapı Pluto'nun yarı çapından daha büyük olduğu için o, eşit bir ortak olarak kabul edilmektedir; ve Pluto ve Charon bir çift gezegen olarak kabul edilmektedir.

Ich habe ein Alter erreicht, wo man das Leben nicht mehr als Spiel betrachtet. Heute träume ich leiser, wacher und achtsamer. Ich werde loslassen, wenn Menschen meine Gefühle nicht respektieren und achten. Ich bettle nicht um falsche Freundschaft und halte nicht daran fest. Ich warte nicht mehr, bis andere sich entschieden haben, sondern treffe meine eigenen Entscheidungen. Ich habe ein Herz, Gefühle und Stolz.

Artık öyle bir yaşa geldim ki, hayatı oyun olarak algılamıyorum. Bugün hayallerimi daha sessiz, daha bilinçli ve daha dikkatli kuruyorum. Eğer insanlar duygularıma saygı göstermiyor ve dikkat etmiyorlarsa, onlara yol vereceğim. Yalan yanlış Dostluklar için dilenmeyeceğim ve onlara sıkıca tutunmayacağım. Artık başkalarının bir karara varmalarını beklemeyeceğim, aksine kendi kararlarımı vereceğim. Çok şeye sahip değilim ama bir yüreğim, duygularım ve gururum var.