Translation of "Leuchtet" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Leuchtet" in a sentence and their turkish translations:

Die Wegfahrsperrenkontrolllampe leuchtet.

İmmobilizer ışığı yanıyor.

Es leuchtet im Dunkeln.

O karanlıkta parlıyor.

Er leuchtet ganz hell. Schau mal.

Vay canına, harika parlıyor. Şuna bakın.

Das leuchtet mir eben nicht ein.

Sadece bana mantıklı gelmiyor.

Bei Gefahr leuchtet die rote Lampe auf.

Kırmızı lamba tehlike halinde yanar.

Die Lampe leuchtet schon viele Stunden lang.

Lamba saatlerdir yanıyor.

Er leuchtet so hell. Schau dir das an!

Vay canına, harika parlıyor. Şuna bakın.

- Die Sonne scheint hell.
- Hell leuchtet die Sonne.

Güneş ışıl ışıl parlıyor.

Das ist keine normale Taschenlampe. So sieht es aus, es leuchtet ultraviolett.

Bu normal bir el feneri değil, böyle görünüyor. Ultraviyole.

Um das zu zeigen, hab ich dieses Spray benutzt, das im Schwarzlicht leuchtet.

Bunu göstermek için bu, siyah ışık altında parlayan spreyi kullandım.

Es leuchtet mir nicht ein, dass Tom hin dürfen soll, aber Mary nicht.

Tom'un gitmesine izin verilmesinin benim için bir anlamı yok fakat Mary'ye izin verilmemesinin var.

Anstatt so viele Freunde wie Sterne am Himmel zu haben, ist es vollkommen ausreichend, einen Freund zu haben, der in der Finsternis der Nacht so hell leuchtet wie der Mond.

Yıldızlar kadar arkadaşın olacağına, alaca karanlıkta parlayan ay gibi tek dostun olsun yeter.