Examples of using "Leuchtet" in a sentence and their turkish translations:
İmmobilizer ışığı yanıyor.
O karanlıkta parlıyor.
Vay canına, harika parlıyor. Şuna bakın.
Sadece bana mantıklı gelmiyor.
Kırmızı lamba tehlike halinde yanar.
Lamba saatlerdir yanıyor.
Vay canına, harika parlıyor. Şuna bakın.
Güneş ışıl ışıl parlıyor.
Bu normal bir el feneri değil, böyle görünüyor. Ultraviyole.
Bunu göstermek için bu, siyah ışık altında parlayan spreyi kullandım.
Tom'un gitmesine izin verilmesinin benim için bir anlamı yok fakat Mary'ye izin verilmemesinin var.
Yıldızlar kadar arkadaşın olacağına, alaca karanlıkta parlayan ay gibi tek dostun olsun yeter.