Translation of "Gemeinsamen" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Gemeinsamen" in a sentence and their turkish translations:

Wir haben einen gemeinsamen Freund.

Ortak bir arkadaşımız var.

Ich werde unsere gemeinsamen Mittagessen vermissen.

Öğle yemeklerimizi birlikte özleyeceğim.

Ich hoffe, dass uns nichts den letzten gemeinsamen Tag verdirbt.

Umarım hiçbir şey birlikteki son günümüzü mahvetmez.

Maria und ihre Freundin machten einen gemeinsamen Schnappschuss von sich.

Mary ve onun arkadaşı birlikte bir selfie çektirdiler.

Alle Menschen auf der Erde stammen von einem gemeinsamen Vorfahren ab.

Dünyadaki bütün insanlar ortak bir atanın soyundan gelirler.

Ein Haushalt ist eine Gruppe von Leuten, die einen gemeinsamen Wohnsitz und Lebenserwerb haben.

Ev halkı, aynı yaşam alanını ve parayı paylaşan bir gruptur.

Wir haben uns nicht aus Affen entwickelt. Wir haben nur einen gemeinsamen Vorfahren mit ihnen.

Biz maymunlardan evrim geçirmedik. Ortak bir atayı paylaşıyoruz.

Er freute sich darauf, das Wochenende mit ihr in ihrem gemeinsamen Landhaus in Somerset zu verbringen.

Somerset'teki küçük yazlıklarında hafta sonunu onunla geçirmeye can atıyordu.

Wir sind keine Freunde. Wir sind keine Feinde. Wir sind zwei Fremde mit einer gemeinsamen Erinnerung.

Biz arkadaş değiliz. Biz düşman değiliz. Ortak bir anısı olan iki yabancıyız.

Tom und Maria leben mit ihren gemeinsamen Kindern alle vereint in einem kleinen Haus am Stadtrand von Boston.

Tom ve Mary ve çocukları hepsi Boston'un kenar mahallelerinde küçük bir evde birlikte yaşamaktadır.