Examples of using "Ihre" in a sentence and their turkish translations:
biliyorum ki bu onların bakış açısını ve yaklaşımını değiştirecektir.
Onun yeni saç modeli kulaklarını örtüyor.
Onun annesi ve kız kardeşi hastaydı.
O acılarını abarttı.
- Onu adresini biliyorum.
- Kendisinin adresini biliyorum.
Onların kasları sert.
Sağlığı pahasına çalıştı.
Beden ölçünüzü biliyor musunuz?
Mary işini seviyor.
sivil hakları için savaşıyorlardı .
Sizin oda numaranız, lütfen?
Majesteleri bekliyor.
Onun gözleri gülüyor.
Karınız çalışıyor mu?
Bunlar sizin mi?
Kredi kartınız lütfen.
Onun burnu kanıyor.
- Onun gözleri parlıyordu.
- Onun gözleri parladı.
O standartlarını düşürdü.
Çocuklarını yetiştirme tarzları oldukça farklı.
Biz onların kararını hoş karşıladık.
O bazen kız kardeşine dönem ödevlerini yazdırır.
Lisedeki sevgilisiyle evlendi.
Onun çantası ayakkabılarıyla aynı renktedir.
- O, parasını, ailesini ve arkadaşlarını kaybetti.
- Parasını, ailesini ve arkadaşlarını kaybetti.
Çocuklar anne ve babalarından çok arkadaşlarını taklit ederler.
Onun cevabı doğru değildi.
Elmalarını yiyorlar.
Doktor onu yarasını tedavi etti.
Bölge, manzarası ve yaban hayatı ile ünlüdür.
Yavaşça gözlerini kapadı.
O, annesini mutlu etti.
O onun ilk işiydi.
Ben onların egzersizlerini düzeltmem.
Gözlüğünü çıkar.
- Hırsızlar ganimeti paylaştılar.
- Hırsızlar ganimeti aralarında paylaştılar.
- Hırsızlar, ganimeti paylaştılar.
Telefon numarasını aldın mı?
Onun mazeretlerinden bıktım.
Sabrınız için teşekkür ederim.
Gözleri mutluluktan parlıyordu.
Öğretmen öğrencilerini denetliyor.
Arkadaşları ona saygı duyar.
- Lütfen çantanı aç.
- Lütfen çantanızı açın.
Bu gerçek onun masumiyetini kanıtlıyor.
borçlarını ödediler,
Evet, bakın, tüm aletler burada.
İsteklerinize saygı duyuluyor mu?
ve bu esnada beyin aktivitesini görüntüleyeceğiz.
O sözlerini kullandı.
kendi sera gazlarını azaltmaları,
Zoom sizin bilgilerinizi çalıyor
Önleminizi alın
Tavsiye için teşekkürler.
Siz onun kızlarısınız.
Lütfen karına selam söyle.
Nara annesine saygı gösteriyor.
Çoraplarını yamadı.
Onun kibarlığı yanlış anlaşıldı.
Onun yanakları kırmızıydı.
Hiç kimse onun yokluğunu fark etmedi.
Matematik onun zayıf noktasıdır.
Biz onun oğullarıyız.
O, kendi sınırlarını bilir.
İşiniz nasıl?
Dudakları dokundu.
Gözleri bir araya geldi.
Onun hayalleri gerçekleşti.
Onların kızı hemşire.
Ben onların resimlerini seviyorum.
Onlar misyonlarını tamamladılar.
Onun cüzdanını çaldılar.
Onun güzelliği açıklama ötesinde idi.
Onun bacakları uzundur.
O, planlarını değiştirdi.
O sesini alçalttı.
Mary memelerini gösterdi.
Onun teni sıcaktı.
Sizin tanınız nedir?
Onun gözleri mavidir.
Fransızca ana dilidir.
- Senin ölçülerin neler?
- Ölçüleriniz nedir?
Onun anne-babası benden nefret ediyor.
Ebeveynlerinden nefret eder.
Mary kızını dövüyor.
Mary çanak çömleğini dekore ediyor.
Şarkı söyleme onun güçlü noktasıdır.
Betty, kendi annesini öldürdü.
O, onun kızı.
Bu onun el çantası.
O anne ve babasına yalan söyledi.
O, çocuklarını sever.
Julia kızını öper.
Annesi Amerikalıdır.