Examples of using "Tag" in a sentence and their turkish translations:
Merhaba!
- Selam.
- İyi günler.
- Hava günden güne ılıyor.
- Günden güne hava ısınıyor.
Ben günden güne yaşıyorum.
Şu anın tadını çıkar.
Her gün yeni bir gündür.
- İyi günler.
- Tünaydın.
her gün mutlu bir gün geçirmek isterseniz,
Gün ağarıyor.
Hava günden güne soğudu.
Güzel gün, değil mi?
Günden güne hava ısınıyor.
Tom günden güne daha iyi oluyor.
O günden güne daha da güzelleşiyor.
Günden güne daha iyi olacağım.
Her gün onun üzerinde çalıştım.
O, günden güne iyileşiyor.
Hava günden güne ılıyor.
Gün geçtikçe daha iyiye gidiyor.
Hava günden güne soğuyor.
Her gün duş alıyor musunuz?
Her gün kahvaltı eder misin?
- Her gün çalışır mısın?
- Her gün koşar mısın?
İyi günler.
Her gün İngilizce çalış.
- İnsanlar her gün ölür.
- İnsanlar her gün ölürler.
Hava günden güne değişir.
Her gün çalışır mısın?
O her gün daha zayıf görünüyor.
Şartlar her gün değişiyor.
Her gün daha iyi hissediyorum.
Durum günden güne kötüleşiyor.
Günün nasıl geçti?
Gülümseme olmayan bir gün, kaybedilmiş bir gündür.
Gece gündüz.
İyi günler, Tom.
Merhaba bayanlar.
Günden güne hava gittikçe soğuyor.
Hepimiz her gün güzel bir gün geçirmek isteriz.
Hasta günden güne gittikçe kötüleşiyor.
Hastanın durumu her gün değişir.
- Bugün hangi gün?
- Bugün günlerden ne?
O her gün daha ince görünüyordu.
İyi günler.
Bu güzel bir gün.
Bunu her gün yapar mısın?
Uzun bir gün geçirdiniz.
Her gün Fransızca çalışır mısın?
Her gün Fransızca konuşur musun?
Her gün pilav yiyor musun?
Her gün kahve içiyor musun?
Her gün tıraş olur musun?
- İyi günler, ne istiyorsunuz?
- İyi günler. Ne istersiniz?
- İyi günler. Ne istemiştiniz?
- İlk günün nasıldı?
- İlk günün nasıl geçti?
Yarın başka bir gün olacak.
- Bir günde üç kez yemek yeriz.
- Günde üç kez yemek yeriz.
Hastanın durumu günden güne değişiyor.
- Ne hoş bir gün.
- Ne güzel bir gün!
Ertesi gün Noel'di.
O, korkunç bir gündü.
Hastanın durumu her gün değişir.
O, gece ve gündüz çalışıyor.
Yarın başka bir gün olacak.
Yarın senin izin günün.
"Merhaba, Tom!" "Merhaba, Mary!"
O ülkenin ekonomik durumu günden güne değişiyor.
O korkunç bir gündü.
Tom her gün oraya gider.
Bu harika bir gün.
Her gün televizyon izler misin?
O, bütün gün boyunca çalışmaktaydı.
Kahkaha olmayan bir gün, boşa harcanmış bir gündür.
Her gün buraya geliyor musun?
Mutlu olmak istemediğimiz
gün geçtikçe ucuzluyor.
Günlük sekiz rupi.
Bir gün daha geçti.
Tony her gün koşar mı?
O gün gelecektir.
Biz her gün yıkanırız.
Ben her gün kahvaltı yaparım.
Trafik kazaları her gün olur.
Merhaba bayan.
Ben her gün yüzerim.
Ben her gün duş alırım.
Bugün benim günüm.
Günün nasıl geçiyor?
- Her gün koşarım.
- Her gün çalışırım.
Her gün yürüyüşe çıkın.
Tom her gün yüzer.
Bana bir gün ver.
Selam.