Examples of using "überzeugte" in a sentence and their turkish translations:
Tom, Mary'yi ikna etti.
Masum olduğuna beni ikna etti.
O bizi onun masum olduğuna ikna etti.
Tom Mary'yi hatalı olduğu konusunda ikna etti.
bana iş vermeyi kabul eden birini buldum
- Bunun kendi hatası olmadığına beni ikna etti.
- Onun onun suçu olmadığına beni ikna etti.
Tom babasını sigara içmeyi bırakmaya ikna etti.
Polis onu köprüden atlamaması için ikna etti.
Tom bunun kendi hatası olmadığı konusunda Mary'yi ikna etti.
ancak azmi Rusları o gece geri çekilmeye ikna etti.
- Tom, çoğu insanı başarıyla paranormal güçleri olduğuna ikna etti.
- Tom, çoğu insanı başarıyla normal ötesi güçleri olduğuna ikna etti.
- Tom, çoğu insanı paranormal güçleri olduğuna başarıyla ikna etti.
- Tom, paranormal güçleri olduğuna çoğu insanı başarıyla ikna etti.
- Tom, çoğu kişiyi başarıyla paranormal güçleri olduğuna ikna etti.
- Tom, çoğu kişiyi başarıyla normal ötesi güçleri olduğuna ikna etti.
- Tom, birçok kişiyi başarıyla normal ötesi güçleri olduğuna ikna etti.
- Tom, birçok kişiyi normal ötesi güçleri olduğuna başarıyla ikna etti.
- Tom, normal ötesi güçleri olduğuna birçok kişiyi başarıyla ikna etti.
dekan ise bari mezuniyet töreninde basına haber verelim diyerek ikna etti Kemal Sunal'ı
Tom Mary'nin haklı olduğuna beni ikna etti.
- Karımla konuşup yeni bir halı almamaya ikna ettim.
- Karımı yeni bir halı almaktan caydırdım.