Translation of "Hatte" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Hatte" in a sentence and their turkish translations:

hatte eine Atmosphäre, hatte Wasser

bir atmosferi vardı suyu vardı

- Er hatte Kopfweh.
- Er hatte Kopfschmerzen.

- Başı ağrıyordu.
- Onun başı ağrıyordu.

- Sami hatte Klaustrophobie.
- Sami hatte Platzangst.

- Sami klostrofobikti.
- Sami'nin klostrofobisi vardı.

Sie hatte recht, und er hatte unrecht.

O haklıydı ve öbürü hatalıydı.

Tom hatte recht, und Maria hatte unrecht.

Tom haklıydı ve Mary hatalıydı.

- Sie hatte nichts dagegen einzuwenden.
- Sie hatte keine Einwände.
- Sie hatte nichts einzuwenden.

Onun itirazı yoktu.

- Ich hatte vorher Mastitis.
- Ich hatte vorher Brustdrüsenentzündung.

Daha önce meme iltihabım vardı.

- Ich hatte einen Alptraum.
- Ich hatte einen Albtraum.

- Ben bir kabus gördüm.
- Bir kâbus gördüm.

- Ich hatte eine Idee.
- Ich hatte einen Einfall.

- Bir fikrim vardı.
- Bir düşüncem vardı.

- Gestern hatte ich Zahnschmerzen.
- Ich hatte gestern Zahnschmerzen.

- Dün bir dişim ağrıyordu.
- Dün bir diş ağrım vardı.

- Tom hatte schmutzige Hände.
- Tom hatte dreckige Hände.

Tom'un elleri kirliydi.

- Er hatte einen Unfall.
- Er hatte einen Verkehrsunfall.

O bir trafik kazası ile karşılaştı.

- Niemand hatte eine Antwort.
- Eine Antwort hatte niemand.

Hiç kimsenin bir cevabı yoktu.

- Tom hatte keine Chance.
- Tom hatte keine Gelegenheit.

Tom'un bir şansı yoktu.

- Ich hatte große Schmerzen.
- Ich hatte starke Schmerzen.

Büyük acı içindeydim.

- Er hatte 50 Dollar.
- Er hatte fünfzig Dollar.

Onun elli doları vardı.

- Ich hatte eine Inspiration.
- Ich hatte eine Eingebung.

Bir ilhamım vardı.

- Seine Mutter hatte Recht.
- Seine Mutter hatte recht.

Annesi haklıydı.

- Tom hatte Recht damit.
- Tom hatte Recht in dieser Frage.
- Tom hatte damit recht.

Tom bu konuda haklıydı.

- Tom hatte einen schlechten Traum.
- Tom hatte einen bösen Traum.
- Tom hatte einen Alptraum.

Tom kötü bir rüya gördü.

hatte schon gesagt

söylemişti bile çoktan

hatte einen Magnetpol

manyetik kutbu vardı

1804 erstellt hatte.

1804'te

Selbst entwickelt hatte.

karmaşık bir kadro sistemini miras aldı

Ich hatte Hunger.

Acıktım.

Tom hatte Angst.

Tom dehşete düştü.

Tom hatte Heimweh.

Tom vatan hasreti çekiyordu.

Es hatte geschneit.

Kar yağmıştı.

Er hatte Schmerzen.

O acı içindeydi.

Maria hatte Spaß.

Mary iyi zaman geçirdi.

Ich hatte Durst.

Susamıştım.

Tom hatte Recht.

Tom haklıydı.

Ich hatte Angst.

Korktum.

Sie hatte Recht.

Haklıydı.

Tom hatte Schmerzen.

Tom acı çekiyordu.

Sie hatte Kopfweh.

Onun başı ağrıyordu.

Tom hatte Pech.

Tom şanssızdı.

Er hatte Parkinson.

Onun Parkinson hastalığı vardı.

Hatte er Parkinson?

Parkinson hastalığı mı vardı?

Tom hatte Phantasie.

Tom yaratıcıydı.

Ich hatte Kopfschmerzen.

Başım ağrıyordu.

Ich hatte Spaß.

Biraz eğlendim.

Wer hatte recht?

- Kim haklıydı?
- Kim haklıymış?

Tom hatte Krebs.

Tom'un kanseri vardı.

Ich hatte frei.

Ben izinliydim.

Ich hatte recht.

Haklıydım.

Ich hatte Recht.

Ben kusursuzdum.

Sie hatte Bauchweh.

Onun bir mide ağrısı vardı.

Hatte er Feinde?

Onun hiç düşmanı var mıydı?

Hatte sie Feinde?

Onun hiç düşmanı var mıydı?

Hatte Tom Feinde?

Tom'un herhangi bir düşmanı var mıydı?

Tom hatte Spaß.

Tom eğlendi.

Maria hatte Angst.

Mary korkmuştu.

Ich hatte Konzentrationsschwierigkeiten.

Konsantre olmada sorun yaşıyorum.

Er hatte Gewissensbisse.

O, vicdan azabı hissetti.

Tom hatte Herzprobleme.

Tom'un kalp sorunları vardı.

Ich hatte unrecht.

Hatalıydım.

Tom hatte Erfolg.

Tom başardı.

Tom hatte Mitleid.

Tom sempati duydu.

Tom hatte Glück.

Tom şanslıydı.

Ich hatte Zweifel.

Benim şüphelerim vardı.

Ich hatte Hilfe.

Yardım aldım.

Er hatte Glück.

O şanslıydı.

Tom hatte nichts.

Tom'da hiçbir şey yoktu.

Hatte Tom recht?

Tom haklı mıydı?

Tom hatte Arbeit.

Tom'un yapacak işi vardı.

Susan hatte Angst.

Susan dehşete kapılmıştı.

Tom hatte Magenbeschwerden.

Tom'un bir mide rahatsızlığı vardı.

Tom hatte Kopfschmerzen.

- Tom'un bir baş ağrısı vardı.
- Tom'un başı ağrıyordu.

Tom hatte genug.

- Tom bıkmıştı.
- Tom'a gına gelmişti.

Tom hatte Fragen.

Tom'un sorular vardı.

Tom hatte Ehrgeiz.

Tom'un hırsı vardı.

Tom hatte Gesellschaft.

Tom'un şirketi vardı.

Sie hatte Heimweh.

O vatan hasreti çekiyordu.

Ich hatte Halsschmerzen.

Boğazım ağrıyordu.

Layla hatte Angst.

Leyla kendini korkmuş hissetti.

Hatte Tom Angst?

Tom korkuyor muydu?

Tom hatte Wassermangel.

Tom susuz kalmıştı.

Ich hatte Glück.

Ben şanslıydım.

Er hatte ihn gesehen. Ich hatte ihn oft mitgenommen.

Onu gördü, onunla tanıştı. Defalarca kez yanına gittik.

- Ich schätze, Tom hatte recht.
- Tom hatte wohl recht.

Sanırım Tom haklıydı.

- Ich hatte meinen Spaß damit.
- Ich hatte Spaß dabei.

Onunla eğlendim.

- Tom hatte Zweifel.
- Tom hatte Bedenken.
- Tom war ominös.

Tom şüpheliydi.

Ich hatte einen Regenschirm, aber mein Freund hatte keinen.

Yanıma bir tane şemsiye aldım, ama arkadaşım şemsiye getirmemiş.

- Tom hatte nichts zu essen.
- Tom hatte keine Nahrung.

Tom'un hiç yiyeceği yok.

- Sie hatte fast kein Geld.
- Sie hatte kaum Geld.

Onun nedereyse hiç parası yoktu.

- Ich hatte damit kein Problem.
- Ich hatte kein Problem damit.
- Damit hatte ich kein Problem.

Onunla ilgili bir sorunum yoktu.