Examples of using "Troupeau" in a sentence and their turkish translations:
Bir koyun sürüsü gördüm.
Bu sürü hiçbir yere gidemez...
Çoban sürüsünü otlatıyor.
Onların sürüsüne göz kulak olmuyorum.
Bir oğlan koyun sürüsünü güdüyordu.
Bir fil sürüsü, dişi liderlerinin öncülüğünde ilerlemekte.
Her toplulukta bir yüz karası vardır.
İnsanlar diktatörü koyun sürüsü gibi takip ettiler.
Sürüde kaç koç var?
...dişi lider, tüm kasabaya yayılmış sürüyle iletişim kurabilir.
Ama çok oyalanmasa iyi eder. Sürüsü, sabah trafiği başlamadan kasabadan ayrılmalı.
Maç spikerleri vuvuzelaların seslerini "rahatsız edici" ve "şeytani" gibi çeşitli şekillerde tarif ettiler ve onu "gürültücü fillerin izdihamı", "sağır eden çekirge sürüsü", "katliam yolundaki bir keçi", "çok kızgın arılarla dolu büyük bir kovan" ve "hızlı ördek"'e benzettiler.