Translation of "Nulle" in Turkish

0.061 sec.

Examples of using "Nulle" in a sentence and their turkish translations:

Nous n'allons nulle part.

Herhangi bir yere gitmiyoruz.

Nous n'aboutissons nulle part.

Bir yere vardığımız yok.

- Je ne vais nulle part.
- Je ne me rends nulle part.

Hiçbir yere gitmiyorum.

- Je n'irai nulle part sans toi.
- Je n'irai nulle part sans vous.

Sen olmadan bir yere gitmeyeceğim.

- Il est apparu de nulle part.
- Il est sorti de nulle part.

Aniden ortaya çıktı.

- Tom est apparu de nulle part.
- Tom a surgi de nulle part.

Tom hiçbir yerde dışarı çıkmadı.

Ce troupeau n'ira nulle part...

Bu sürü hiçbir yere gidemez...

Tom n'était visible nulle part.

Tom hiçbir yerde yoktu.

Je suis nulle au tennis.

Ben teniste çok kötüyüm.

- Je n'ai pu le trouver nulle part.
- Je ne l'ai trouvée nulle part.

Onu herhangi bir yerde bulamadım.

- Je ne les ai vus nulle part.
- Je ne les ai vues nulle part.

Onları herhangi bir yerde görmedim.

- La flatterie ne te mènera nulle part.
- La flatterie ne vous mènera nulle part.

Dalkavukluk seni hiçbir yere götürmez.

- Je ne vais nulle part avec toi.
- Je ne vais nulle part avec vous.

Seninle bir yere gitmiyorum.

- On ne trouvait la bague nulle part.
- Nulle part on ne trouvait la bague.

Bu yüzük hiçbir yerde bulunmayacaktı.

- Tu n'as nulle part où te cacher.
- Vous n'avez nulle part où vous cacher.

Saklanabileceğin hiçbir yer yok.

Aucun signe d'artères bouchées nulle part.

hiçbir yerde tıkalı damar görülmedi.

Je ne veux aller nulle part.

- Bir yere gitmek istemiyorum.
- Herhangi bir yere gitmek istemiyorum.

Ils n'ont nulle part où aller.

Onların gidecek bir yeri yok.

On ne l'a vue nulle part.

Onu hiçbir yerde görmedik.

Je n'ai nulle part où aller.

Gidecek bir yerim yok.

Je ne trouve Tom nulle part.

Tom'u hiçbir yerde bulamıyorum.

Je ne vais jamais nulle part.

Asla bir yere gitmem.

Je ne les vois nulle part.

Onları hiçbir yerde görmüyorum.

Je ne marche plus nulle part.

Artık hiçbir yere yürüyerek gitmem.

Je n'avais nulle part où aller.

Gidecek bir yerim yoktu.

Tom n'a nulle part où aller.

Tom'un gitmek için hiç yeri yok.

Tom n'a envie d'aller nulle part.

Tom hiçbir yere gitmek istemiyor.

Je ne trouvais Tom nulle part.

Tom'u hiçbir yerde bulamadım.

- Je n'avais nulle autre part où aller.
- Je n'avais nulle autre part où me rendre.

Gidecek başka bir yerim yoktu.

- Tom n'a envie d'aller nulle part avec toi.
- Tom n'a envie d'aller nulle part avec vous.

Tom seninle herhangi bir yere gitmek istemiyor.

Ici, ils ne peuvent venir nulle part

İşte hiçbir yere gelemezler

Il n'ira nulle part avec ses plans.

O, planları ile hiçbir yere varamaz.

Nulle part on ne put trouver l'anneau.

Yüzük hiçbir bir yerde bulunamadı.

Je n'arrive à le trouver nulle part.

Hiçbir yerde bulamıyorum.

Je n'ai nulle part ailleurs où aller.

Gidecek başka yerim yok.

Nous ne pouvons aller nulle part aujourd'hui.

Bugün bir yere gidemeyiz.

Je ne vois aucune empreinte nulle part.

Herhangi bir yerde ayak izleri görmüyorum.

On est au milieu de nulle part.

- Hiçbir yerin ortasında değiliz.
- Kimsenin yaşamadığı, şehirden uzakta bir yerdeyiz.
- Kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdeyiz.
- Dağ başındayız.
- Kör itin öldüğü yerdeyiz.

Tom vit au milieu de nulle part.

Tom bilinmeyen bir yerde yaşıyor.

Tu n'iras nulle part sans ma permission.

Benim iznim olmadan hiçbir yere gidemezsin.

Elle vit au milieu de nulle part.

O bilinmeyen bir yerde yaşıyor.

Ce débat ne nous mènera nulle part.

Bu tartışma bizi hiçbir yere getirmeyecek.

Il n'y a nulle part où s'asseoir.

Oturacak bir yer yok.

Tom n'a envie d'aller nulle part aujourd'hui.

Tom bugün herhangi bir yere gitmek istemiyor.

Et de n'être à ma place nulle part,

ve hiç kimseye ait olmama duygusunu.

Il n'y a nulle part où se cacher.

...saklanacak yer yoktur.

Je n'arrive pas à le trouver nulle part.

Onu hiçbir yerde bulamıyorum.

Il n'y a nulle part où se cacher.

Saklanacak bir yer yok.

Je ne vais nulle part avec ma voiture.

Hiçbir yere sürmüyorum.

Nous n'allions jamais nulle part quand j'étais enfant.

Ben çocukken biz hiçbir yere gitmedik.

Mon ami vit au milieu de nulle part.

Benim arkadaşım kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde yaşıyor.

Nous sommes perdues au centre de nulle part.

- Dağ başında kaybolduk.
- Kör itin öldüğü yerde kaybolduk.
- Bu ücra yerde kaybolduk.
- Bu kuş uçmaz, kervan geçmez yerde kaybolduk.
- Bu ıssız yerde kaybolduk.

Cet endroit est au milieu de nulle part.

- Orası kuş uçmaz, kervan geçmez bir yer.
- Ücra bir yer orası.
- Issız bir yer orası.

Attends-moi ici et ne va nulle part.

Beni burada bekle ve hiçbir yere gitme.

C'est une ville au milieu de nulle part.

O kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde bir kasaba.

Il ne va nulle part sans sa voiture.

Hiçbir yere arabasız gitmez.

Je n'ai nulle part où dormir ce soir.

Bu gece uyumak için hiçbir yerim yok.

Tom veut que Marie n'aille nulle part sans lui.

Tom Mary'nin onsuz bir yere gitmesini istemiyor.

Je ne veux pas aller nulle part ce soir.

Bu gece bir yere gitmek istemiyorum.

Je ne suis allé nulle part pendant les vacances.

Tatil boyunca bir yere gitmedim.

Je n'arrive à trouver mon chapeau rouge nulle-part.

Kırmızı şapkamı hiçbir yerde bulamıyorum.

Tom ne pouvait aller nulle part sans son chien.

Tom köpeği olmadan bir yere gidemedi.

C'est une petite ville au milieu de nulle part.

Allah'ın siktir ettiği yerde küçük bir kasaba.

- Ne vous faites pas de souci. Je ne vais nulle part.
- Ne te fais pas de souci. Je ne vais nulle part.

Endişelenme. Bir yere gitmiyorum.

Qui ne se sont jamais sentis en sécurité nulle part.

ve bu kişiler ülkelerinde kendilerini güvende hissetmiyordu.

Nous ne pouvons aller nulle part avec des mots vides

Boş laflarla bir yere varamayız

C'est une blague plutôt nulle. Tu l'as trouvée tout seul ?

Çok bayat bir espri bu. Sen kendin mi uydurdun?

Nulle créature, quelle qu'elle soit, ne peut vivre dans l'espace.

Hiçbir yaratık uzayda yaşayamaz.

Il n'y avait nulle part où acheter de la nourriture.

Yiyecek almak için hiçbir yer yoktu.

- Ne sois pas si nul !
- Ne sois pas si nulle !

Aptal olma.

Nous ne pouvons trouver une bonne machine à coudre nulle part.

İyi bir dikiş makinesini her yerde bulamayız.

Elle chercha ses enfants mais ne put les trouver nulle part.

Çocuklarını aradı ama hiçbir yerde onları bulamadı.

- Je ne veux aller nulle part.
- Je ne veux pas sortir.

Herhangi bir yere gitmek istemiyorum.

Je n'ai nulle part où aller alors je vais rester ici.

Hiçbir yere gitmiyorum burada kalacağım.

- N'aie crainte.
- N'ayez aucune crainte.
- N'aie null crainte.
- N'ayez nulle crainte.

Korkun olmasın.

Vous n'irez nulle part en discutant avec un individu aussi dérangé.

Böylesine rahatsız bir bireyle tartışarak bir yere varmayacaksın.

La pire amie et ennemie n'est nulle autre que la mort.

En kötü dost ve düşman, ölümden başkası değildir.

Il pleut beaucoup depuis ce matin, donc j'ai envie d'aller nulle part.

Bu sabahtan beri şiddetli yağmur yağıyor, bu yüzden bir yere gitmek istemiyorum.

Et à ce moment, une flèche vole de nulle part et le frappe.

Ve o anda bir yerden bir ok uçarak gelir ve ona çarpar.

La deuxième chose que je crois -- et cela sort un peu de nulle part --

İkinci inandığım şey ise, bu tamamen beklenmeyen birşey,

Nulle part les écuries et les billets pour les soins des chevaux ne sortent.

Hiçbir yerde ahır ve at bakım bileti çıkıyor.

Je n'arrive à étudier nulle part chez moi; il y a trop de bruit.

Evimde bir yerde çalışamam. Çok gürültülü.

Est-ce que je peux rester chez toi ? Je n'ai nulle part où aller.

Yanında kalabilir miyim? Gidecek hiçbir yerim yok.

Je n'ai nulle part où dormir. Est-ce que je peux squatter ton canapé ?

Uyuyacak bir yerim yok. Kanepenizde sabahlayabilir miyim?

Tu peux toujours accélérer, vu qu'on est au point mort, on va aller nulle part.

İstediğin kadar gaza bas, arabanın vitesi boşta olduğu için hiçbir yere gidemeyiz.

Je veux aller nulle part aujourd'hui. Il fait froid dehors et je dois me lever tôt demain.

Bugün bir yere gitmek istemiyorum. Dışarısı soğuk ve yarın erken kalkmak zorundayım.

- Il n'y a rien de tel que son chez-soi.
- Il n'y a nulle part comme chez soi.

Ev gibi yer yoktur.

- Il n'y a nulle part où tu puisses te cacher.
- Il n'y a nul endroit où tu puisses te cacher.
- Il n'y a nulle part où vous puissiez vous cacher.
- Il n'y a nul endroit où vous puissiez vous cacher.

Saklanabileceğin hiçbir yer yok.