Examples of using "Vis" in a sentence and their turkish translations:
Orada tek başıma yaşıyorum.
Yaşa.
Sadece hoşgörüsüzlüğe hoşgörü gösterme.
Buraya yakın yaşıyorum.
Burada yalnız yaşıyorum.
- Yaşa ve öğren.
- Yaşayın ve öğrenin.
Hâlâ hayattayım.
Yalnız mı yaşıyorsun?
Ben konfor içinde yaşıyorum.
Onu gördüm.
Bu vidayı sıkın.
Yakında oturuyorum.
- Biz hukukun gözünde eşitiz.
- Biz yasal olarak eşitiz.
Savaş hakkında nasıl hissediyorsun?
Şimdi burada yaşıyorum.
O başkalarının dinsel inançlarına karşı hoşgörülüdür.
Ben bir kasabada yaşıyorum.
Himalayalar'da yaşıyorum.
Şehirde yaşıyorum.
Bu vida gevşek.
Moskova'da yaşıyorum.
- Türkiye'de yaşıyorum.
- Türkiye'de yaşarım.
Ben, Kobe'de yaşıyorum.
Hyogo'da yaşıyorum.
Milano'da yaşıyorum.
- Ben Japonya'da yaşıyorum.
- Japonya'da yaşıyorum.
Bir otelde yaşıyorum.
Onu çıplak gördüm.
Tokyo'da yaşıyorum.
Çok uzakta yaşıyorum.
Ben Avustralya'da yaşıyorum.
Tam olarak nerede yaşıyorsun?
Ben Macaristan'da yaşıyorum.
Avrupa'da yaşıyorum.
Bu günlerde nerede yaşıyorsun?
Canton'da yaşıyorum.
Onunla yaşıyorum.
Endonezya'da yaşıyorum.
Katar'da oturuyorum.
Hayalimi yaşıyorum.
Yokohama'da yaşıyorum.
Białystok'ta yaşıyorum.
Bir vida eksik.
Şimdi başka bir yerde yaşıyorum.
İstanbul'da yaşıyorum.
Kırsal bir alanda yaşıyorum.
Daha önce birisi hakkında hiç bu şekilde hissetmedim.
Uzakta bir kulübe gördük.
Project '87, Davidson'a karşı sadece bir meydan okumaydı:
Bu evde tek başına yaşıyorum.
Sen o vidaları sıkmak zorundasın.
Hindistan İngiltere'den bağımsızlığını 1947 yılında kazandı.
Nerede yaşadığımı nasıl biliyorsun?
Ben küçük bir kasabada yaşıyorum.
Dallas'ta yaşıyorum.
Sınır bölgelerinde yaşıyorum.
İsveç'te yaşıyorum,
- Sen burada yaşamıyorsun.
- Sen burada oturmuyorsun.
Evde yaşıyorum.
Ben iki katlı bir evde yaşarım.
Bir kirpi ile yaşıyorum.
Ben bir baraj yakınında yaşıyorum.
Ailemle birlikte evde yaşıyorum.
Bu yaşadığım yerdir.
Buraya oldukça yakın yaşıyorum.
Kalbimde yaşıyorsun.
- Hangi gezegende yaşıyorsun?
- Sen hangi dünyada yaşıyorsun?
Şu anda Boston'da yaşıyorum.
- Yalnız yaşıyorum.
- Ben yalnız yaşıyorum.
Yaşarken umut et.
Ev arkadaşımla birlikte yaşıyorum.
Burada yaşıyorum ve çalışıyorum.
Ben uzun zamandır burada yaşıyorum.
Bir teknede yaşıyorum.
Türkiye'de nerede yaşıyorsun?
Buralarda yaşamıyorum.
Burada yaşadığını biliyorum.
Ben orada kız kardeşimi gördüm.
O üstlerine karşı yaltakçı ve astlarına karşı kibirlidir.
Çünkü şimdi, bu istatistikleri bizzat yaşıyorum.
Öğretmenin caddeyi yürüyerek geçtiğini gördüm.
Uzakta bir kasaba gördüm.
Uzakta bir ev gördüm.
Ben günden güne yaşıyorum.
Tavanda bir sinek gördüm.