Examples of using "Traversent" in a sentence and their turkish translations:
aynen bu şekilde elinizin içinden geçebiliyor.
Tom ve Mary'nin ne konuştuğunu biliyorum.
yoksa bu geçtikleri doğal bir süreç mi?
Çok az insan bir asırdan fazla yaşar, ama çoğu iki asır görür.
Şoförler, yolda karşıdan karşıya geçen çocuklara çok dikkat etmeliler.
Yine umuyorum ki insanlar her gün bu parktan geçtiklerinde