Translation of "Vivent" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Vivent" in a sentence and their turkish translations:

- Ils vivent séparés.
- Elles vivent séparées.

Onlar ayrı yaşarlar.

- Ils vivent en-dessous.
- Elles vivent en-dessous.
- Ils vivent au-dessous.
- Elles vivent au-dessous.
- Ils vivent en bas.
- Elles vivent en bas.

Onlar alt katta yaşıyor.

« ici vivent des gens, ici vivent des gens ».

"burada insanlar yaşıyor, burada insanlar yaşıyor."

- Est-ce qu'ils vivent en Algérie ?
- Est-ce qu'elles vivent en Algérie ?
- Vivent-ils en Algérie ?
- Vivent-elles en Algérie ?

Cezayir'de mi yaşıyorlar?

- Ils vivent en communauté.
- Ils vivent dans une commune.

Onlar bir yerel idarede yaşıyor.

- Ils vivent dans un manoir.
- Elles vivent dans un manoir.

Onlar bir köşkte yaşamaktadırlar.

- Ils vivent dans des tentes.
- Elles vivent dans des tentes.

Onlar çadırlarda yaşıyor.

« Ici vivent des gens ».

''Burada insanlar yaşıyor.''

Ils vivent là-bas.

Onlar orada yaşıyor.

Ils vivent en paix.

Onlar barış içinde yaşarlar.

Vivent-ils avec toi ?

Onlar seninle mi yaşıyor?

Vingt familles vivent ici.

Burada yirmi aile yaşar.

Les vampires vivent éternellement.

Vampirler sonsuza dek yaşar.

Quels animaux vivent ici ?

Buralarda ne tür hayvanlar yaşarlar?

Ils vivent à proximité.

Onlar yakınlarda yaşarlar.

- Est-ce que des gens vivent ici ?
- Des gens vivent ici ?

- Burada insanlar yaşıyor mu?
- Burada yaşayan kimse var mı?

- Peu de gens vivent centenaires.
- Peu de gens vivent jusqu'à cent ans.

- Az sayıda kişi yüz yaşına kadar yaşar.
- Çok az kişi yüz yaşına kadar yaşıyor.

- Ils vivent dans une peur permanente.
- Elles vivent dans une peur permanente.

Onlar kalıcı korkuyla yaşıyorlar.

- Où vivent-ils ?
- Où habitent-ils ?
- Où habitent-elles ?
- Où vivent-elles ?

Onlar nerede yaşıyor?

- Ils vivent dans le même état.
- Elles vivent dans le même état.

Onlar aynı devlette yaşıyorlar.

- Combien d'entre-vous y vivent-ils ?
- Combien d'entre-vous y vivent-elles ?

Kaçınız burada yaşıyor?

- Ils vivent près de la plage.
- Elles vivent près de la plage.

Onlar sahile yakın yaşarlar.

- Ils vivent à l'étage en-dessous.
- Elles vivent à l'étage en-dessous.

Alt katta oturuyorlar.

- Peu d'entre ses amis vivent à Kyoto.
- Peu d'entre ses amies vivent à Kyoto.
- Peu de ses amis vivent à Kyoto.
- Peu de ses amies vivent à Kyoto.

Birkaç arkadaşı Kyoto'da yaşıyor.

Les poissons vivent dans l'eau.

Balıklar suda yaşar.

Les vaches vivent sur l'herbe.

İnekler otla yaşar.

Ils vivent dans cette ville.

onlar bu kasabada yaşıyorlar.

Combien d'Esquimaux vivent au Groenland ?

Grönland'da kaç tane eskimo yaşıyor?

Certains animaux vivent la nuit.

Bazı hayvanlar geceleri aktiftir.

Les hippopotames vivent en Afrique.

- Su aygırları Afrika'da yaşarlar.
- Hipopotamlar Afrika'da yaşarlar.

Les lions vivent en Afrique.

Aslanlar Afrika'da yaşar.

J'ignore s'ils y vivent encore.

Onların hala orada yaşayıp yaşamadıklarını bilmiyorum.

Ils vivent dans une maison.

Onlar bir evde yaşar.

Ils vivent dans la misère.

Onlar sefalet içinde yaşıyorlar.

Les hippopotames vivent dans l'eau.

Suaygırları su altında yaşarlar.

- Ils vivent dans un monde de fantaisie.
- Elles vivent dans un monde de fantaisie.

Hayal dünyasında yaşıyorlar.

Mais pourquoi ils vivent la nuit

fakat neden gece yaşadıklarına dair

Combien d'habitants vivent dans votre ville ?

Kasabanda kaç kişi yaşıyor.

Plusieurs animaux étranges vivent en Australie.

Avustralya'da birçok tuhaf hayvan yaşıyor.

Ils vivent encore chez leurs parents.

Onlar hala anne ve babalarıyla beraber yaşıyorlar.

Ils vivent dans un bon environnement.

Onlar iyi bir ortamda yaşıyorlar.

Peu de gens vivent sur l'île.

Çok az sayıda insan adada yaşıyor.

Ils vivent dans une grande maison.

Onlar büyük bir evde yaşıyorlar.

Les poissons vivent dans la mer.

Balık denizde yaşar.

Ces moines vivent dans le monastère.

Bu rahipler manastırın içinde yaşar.

Combien d'abeilles vivent dans une ruche ?

Bir kovanda kaç tane arı yaşıyor?

Combien de personnes vivent en Australie ?

- Avustralya'da kaç tane insan yaşıyor?
- Avustralya'da kaç kişi yaşıyor?

Mes parents vivent à la campagne.

Ebeveynlerim kırsalda yaşıyorlar.

Ils vivent à l'étage au-dessus.

Onlar yukarıdaki katta yaşıyor.

Mes petits-enfants vivent à Boston.

Torunlarım Boston'da yaşıyor.

Tous mes enfants vivent à Boston.

Çocuklarımın hepsi Boston'da yaşıyor.

Deux familles vivent dans cette maison.

- İki aile o evde yaşıyor.
- O evde iki aile yaşıyor.
- O evde iki aile yaşar.

Les elfes vivent dans la forêt.

Elfler ormanda yaşarlar.

Ils vivent dans des conditions déplorables.

- Acınacak koşullarda yaşıyorlar.
- İçler acısı koşullarda yaşıyorlar.

Les Bédouins vivent dans le désert.

Bedeviler çölde yaşar.

- Peu de gens vivent jusqu'à quatre-vingt-dix ans.
- Peu de gens vivent jusqu'à nonante ans.

Az sayıda kişi doksan yaşına kadar yaşar.

Voici deux robots qui vivent chez moi.

Evimde yaşayan iki robot var.

Ils vivent sur le dos des chenilles

bu tırtılların sırtında yaşıyorlar

Les pandas géants vivent seulement en Chine.

Dev pandalar sadece Çin'de yaşarlar.

Deux familles vivent dans la même maison.

İki aile aynı evde yaşamaktadır.

Peu de gens vivent jusqu'à 100 ans.

Az sayıda insan 100 yaşına kadar yaşar.

Il méprisait ceux qui vivent des allocations.

Refah içinde yaşayan insanları küçümsedi.

Peu de gens vivent jusqu'à cent ans.

Az sayıda insan yüz yaşına kadar yaşıyor.

Toutes sortes de gens vivent à Tokyo.

- Tokyo'da her çeşit insan yaşar.
- Tokyo'da her türlü insan yaşıyor.
- Tokyo'da her türde insan yaşar.

Demande-lui s'ils vivent toujours à Tokyo.

Ona hâlâ Tokyo'da yaşayıp yaşamadıklarını sor.

Les animaux sauvages vivent dans la forêt.

Yabanî hayvanlar ormanda yașar.

Des animaux sauvages vivent dans la forêt.

- Vahşi hayvanlar ormanda yaşarlar.
- Yabani hayvanlar ormanda yaşar.

Cinquante familles vivent dans ce petit village.

- Bu küçücük köyde elli tane aile yaşar.
- Bu küçücük köyde elli aile yaşıyor.

Des millions d'animaux sauvages vivent en Alaska.

Alaska'da milyonlarca vahşi hayvan yaşıyor.

- Les gens ne vivent qu'environ soixante-dix ans.
- Les gens ne vivent qu'à peu près soixante-dix ans.

İnsanlar sadece yaklaşık 70 yıl yaşar.

Les robots vivent et travaillent parmi nous aujourd'hui,

Bence bu sistemler aramızda yaşıyor ve çalışıyor.

Combien de personnes ne vivent pas parmi vous?

aranızda yaşamayan kaç kişi var acaba?

Et ils vivent dans de très grandes colonies

ve çok büyük koloniler halinde yaşıyorlar

Jetez un oeil et voyez comment ils vivent?

Bir bakın bakalım nasıl yaşıyorlar?

De nombreux artistes connus vivent à New York.

- Birçok ünlü sanatçılar New York'ta yaşarlar.
- Birçok ünlü sanatçı New York'ta yaşıyor.

Ils vivent dans la crainte constante des inondations.

Onlar sürekli sel korkusu içinde yaşarlar.

Les éléphants vivent en Asie et en Afrique.

Filler Asya ve Afrika'da yaşarlar.

Les Japonais vivent de riz et de poisson.

Japonlar pirinç ve balıkla beslenirler.

Les deux familles vivent sous le même toit.

İki aile tek bir çatı altında yaşıyor.

Ils vivent au douzième étage de ces appartements.

Onlar bu apartmanın 12. katında yaşar.

Les Japonais vivent en harmonie avec la nature.

Japonlar doğayla uyum içinde yaşarlar.

La plupart des gens vivent en zones urbaines.

Çoğu kişi kentsel alanlarda yaşar.

Ils vivent de l'autre côté de la rue.

Onlar sokağın diğer tarafında yaşıyorlar.

Les gens qui vivent ici sont nos amis.

Orada yaşayan insanlar bizim arkadaşlarımız.

Les pingouins vivent presque exclusivement dans l'hémisphère sud.

Penguenler neredeyse sadece Güney Yarımküre'de yaşarlar.

Tom a deux frères qui vivent à Boston.

Tom'un Boston'da yaşayan iki erkek kardeşi var.