Examples of using "Traiter" in a sentence and their turkish translations:
Sadece bunun üstesinden gelmem izin ver.
Bunun nasıl kullanıldığını bilmiyorum.
İlgilenecek bazı yazışmalarım var.
Durumla başa çıkmak benim için zor.
Öğretmenler öğrencileriyle oldukça ilgilenmeli.
Bir bayana nasıl davranacağımı biliyorum.
Bana aptal demeye nasıl cüret edersin!
Hiç kimse aptal denilmesini sevmez.
42 milyar doların üzerinde para harcanıyor.
Birbirimize saygıyla davranmaya çalışalım.
Bu sorunla uğraşmaktan bıktım.
O, bana bir yalan söyleyecek kadar çok ileri gitti.
Birinin öğretmenlerine saygı ile davranılmalı.
Günlük hayatımızda bilgiyi ve fikirleri nasıl işlediğimize
Uğraşmam gereken sorunlarım vardı.
Halletmek zorunda olduğum işlerim vardı.
Herkes bana yalancı diyecek.
Bana bir suçlu gibi davranmaya nasıl cüret edersin!
- Onunla ilgileneyim.
- Ben onunla ilgileneyim.
Bana bir çocuk gibi davranmayı sürdüremezsin.
"Şu an bu insanlara sevgi ve saygıyla davranmaya başlayın.
Bir çocuğa çok zalimce davranmak utanç verici.
Mario, bana eşcinsel demekten vazgeç! Ben heteroseksüelim!
Tom bana başkalarına karşı saygılı davranmamı söyledi.
- Onunla ilgileneyim.
- Ben onunla ilgileneyim.
İklim bozukluğu ile baş etmenin önündeki en büyük engel
- Öğretmenler bütün öğrencilerine tarafsız davranmalılar.
- Öğretmenlerin, öğrencilerinin tümüne tarafsız bir biçimde davranmaları gerekir.
- Öğretmenlerin, bütün öğrencilerine tarafsız bir şekilde davranmaları gerekir.
- Öğretmenlerin, bütün öğrencilerine tarafsızca davranmaları gerekir.
- Öğretmenlerin, bütün öğrencilerine tarafsız olarak davranmaları gerekir.
Katılacak acil bir konum var.
Ona bir aptal diyebilirsin fakat bir korkak diyemezsin.
- İki soru sormak istiyorum.
- İki soru yöneltmek istiyorum.
Ailesine böyle davrandığı için deli olmalı.
O ilgilenmesi zor bir insandır.
Bana maymun mu dediniz?
O bir beyefendi ve böyle davranılması gerekiyor.
Bu sorunla ilgili yeni bir yaklaşıma acil bir ihtiyaç vardır.
Neden insanların sana öyle davranmasına izin veriyorsun?
O her zaman saçını ünlü bir kuaföre yaptırır.
Onun diğerlerine davranma tarzını sevmiyorum.
Bunun gibi sorunlarla kendim baş edebilirim.
Eğer evcil hayvanını beslemek istiyorsan, ona iyi davranmalısın.
ama insanlara saygı ve anlayışla davranmak zorundasınız.
Tom'un davrandığı gibi Mary'ye davranma hakkı yoktu.
Geçen hafta o sorunla ilgilenerek epeyce zaman harcadım.
Bu hastalığı tedavi edecek daha etkili bir yönteme acil olarak ihtiyaç var.
Sanırım bu mesele ile nasıl baş edeceğimiz hakkında bazı fikirlerin var.
En son ne zaman bu tür bir problemle baş etmek zorunda kaldınız?
aidsin tedavisini bildiğini ve ladinin nerede saklandığını da söyleyeceğini iletiyor
Ben o sorun ile ilgili daha fazla zaman harcamak istemediğimi fark ettim.
Bunu çocuk eldivenleri ile ellemek zorunda kaldık.
Yaşam bir kutu kibrit gibidir. Dikkatli davranırsan aptallıktır. Dikkatli davranmazsan tehlikelidir.
Ama hastaneye gitmediği için testere pullu engerek ısırdıktan 40 gün sonra ölen birini biliyoruz. Kan kaybından öldü.
Dünyanın kendisi çok saçmayken birisi nasıl bu kadar ciddi olabiliyor!