Examples of using "Proposé" in a sentence and their turkish translations:
O, alternatif bir plan önerdi.
Balık tutmaya gitmemizi önerdim.
O, hiç çözüm önerdi mi.
Teklifin hoştu.
Tom alternatif bir plan önerdi.
Avukat karşılıksız yapılan servislerini önerdi.
Ona yalnız gitmesini önerdim.
Bana yanlarında bir sandalye verdiler.
O, sinemaya gitmemizi önerdi.
Tom Mary'nin taşınmasına yardım etmeyi önerdi.
"Daha sonra mı gelelim?" diye sorduk.
Bilim insanları aslında en az iki farklı açıklama öne sürdü.
Bana etrafı gezdirip gösterdi.
Tereddütten uzak, isteyerek bana yardım etmeyi önerdi.
Beyzbol oynamamız gerektiğini önerdi.
Mary komisyona farklı bir proje önerdi.
Ona ev ödevinde yardım etmeyi önerdim.
Tom'a biraz para ödünç vermeyi teklif ettim.
Tennessee'den bir meclis üyesi bir fikir sundu.
Bizim onlara teklif ettiğimiz para belli ki yeterli değil.
Jane biz dışarıda iken bizim çocuklarımıza bakmayı teklif etti.
Çay mı, kahve mi içeceğim soruldu.
Tenzing, bana evinde kalmayı ve iş vermeyi teklif etmişti.
Ben bunu önerdim.
Gönüllü olmadım.
Beklenebilenden daha fazlasını teklif etti.