Translation of "Plan" in Turkish

0.019 sec.

Examples of using "Plan" in a sentence and their turkish translations:

- J'approuve votre plan.
- J'approuve ton plan.

Ben planınızı onaylıyorum.

- C'est un plan.
- Voilà un plan.

O bir plan.

- Je dispose d'un plan.
- J'ai un plan.

Bir planım var.

- Votre plan semble excellent.
- Ton plan semble excellent.

Planın muhteşem görünüyor.

- As-tu un plan ?
- Avez-vous un plan ?

Bir planın var mı?

- Quel est ton plan ?
- Quel est votre plan ?

Planın nedir?

- Votre plan a fonctionné.
- Ton plan a fonctionné.

Planın işe yaradı.

C'est le plan.

Plan budur.

J'accompagnerai votre plan.

Planını destekleyeceğim.

C'est mon plan.

O benim planım.

J'ignorais ton plan.

- Planını bilmiyordum.
- Planından haberim yoktu.

Voilà le plan.

İşte plan.

C'était notre plan.

Bu bizim planımızdı.

Le plan fonctionnera.

Plan başarılı olacaktır.

- Ce plan est infaillible.
- Ce plan est sans-faute.

Bu plan anlaşılması kolay.

- Je dus changer le plan.
- J'ai dû altérer le plan.
- J'ai dû changer le plan.

Ben planı değiştirmek zorunda kaldım.

- Ce plan requiert le secret.
- Ce plan demande de la discrétion.
- Ce plan demande d'être discret.

Bu plan gizlilik gerektirir.

- Parle-moi de ton plan.
- Parlez-moi de votre plan.

Bana planından bahset.

- Ce plan n'a pas de faille.
- Ce plan est infaillible.

Bu planın hatası yok.

- Nous avons besoin d'un plan.
- Il nous faut un plan.

Bizim bir plana ihtiyacımız var.

- Ça faisait partie du plan.
- Cela faisait partie du plan.

Bu planın bir parçası idi.

Mère approuva mon plan.

Annem planımı onayladı.

Son plan fut rejeté.

Onun planı bir köşeye atıldı.

Nous exécutâmes ce plan.

Biz o planı uyguladık.

Nous avons un plan.

Bir planımız var.

C'est un plan ambitieux.

Bu iddialı bir plan.

Notre plan a échoué.

Planımız başarısız oldu.

Notre plan a fonctionné.

Planımız çalıştı.

Mon plan a fonctionné.

Planım işe yaradı.

C'est un bon plan.

Bu iyi bir plan.

Le plan a échoué.

Plan başarısız oldu.

Restons-en au plan.

Plana sadık kalalım.

J'ai un autre plan.

Başka bir planım var.

J'ai besoin d'un plan.

Bir haritaya ihtiyacım var.

J'ai vraiment un plan.

Bir planım var.

J'ai un merveilleux plan.

Harika bir planım var.

Ils disposent d'un plan.

Onların bir planı var.

Tom a un plan.

Tom'un bir planı var.

Ils adoptèrent mon plan.

Planım onlar tarafından benimsendi.

Il exécuta le plan.

Planı uyguladı.

Ce plan est inacceptable.

Bu plan kabul edilmez.

Ce plan a échoué.

O plan başarısız oldu.

J'ai déjà un plan.

Bir planım var bile.

J'ai un plan formidable.

Harika bir planım var.

Son plan est dangereux.

Onun planı tehlikeli.

Ton plan semble excellent.

Planın mükemmel gibi görünüyor.

- Je n'ai aucun plan.
- Je n'ai aucun plan, quel qu'il soit.

Hiç planım yok.

- As-tu un plan ?
- Est-ce que tu as un plan ?

Bir planın var mı?

- Notre plan tomba à l'eau.
- Notre plan est tombé à l'eau.

Planımız suya düştü.

- Qu'est devenu le plan original ?
- Qu'est-il advenu du plan original ?

Orijinal plana ne oldu?

- Par chance, nous avons un plan.
- Heureusement, on a un plan.

Şansımıza bir planımız var.

- Il nous fallait abandonner notre plan.
- Il nous fallut abandonner notre plan.

Biz planımızdan vazgeçmek zorundaydık.

- Quel était le plan de Tom ?
- C'était quoi le plan de Tom ?

Tom'un planı neydi?

- Que dis-tu de mon plan ?
- Que dites-vous de mon plan ?

Benim planıma ne diyorsun?

- C'était son plan tout du long.
- C'était son plan, depuis le début.

O, başından beri onun planıydı.

- Que penses-tu de mon plan ?
- Que pensez-vous de mon plan ?

Planım hakkında ne düşünüyorsunuz?

- Que penses-tu de ce plan ?
- Que pensez-vous de ce plan ?

Bu plan hakkında ne düşünüyorsun?

- Je suis totalement contre le plan.
- Je suis fermement opposé au plan.

Ben, plana karşı taban tabana zıtım.

Mais son plan a fonctionné.

Ve biliyor musunuz işe yaradı.

Pas des caricatures d'arrière-plan.

Başkalarının hayatının arka planında duran kartonumsu figürleri değil.

Nécessite un plan de secours.

bir olasılık planının gerekliliğini ortaya koyuyor.

J'ai adopté donc un plan.

Bundan dolayı, bir plan yaptım.

Qui a fait ce plan ?

Bu planı kim yaptı?

Il faut exécuter ce plan.

Bu planı uygulamak gerekir.

Nous devons changer notre plan.

Planı değiştirmek zorundayız.

C'est quoi le plan, alors ?

Öyleyse plan nedir?

Parle-moi de ton plan.

Bana planınızı anlat.

C'est un très bon plan.

O çok iyi bir plan.

Quel est le plan, maintenant ?

Şimdi plan ne?

Leur plan m'a l'air intéressant.

Onların planı bana ilginç görünüyor.

Le plan a bien marché.

Plan iyi çalıştı.

Ton plan va certainement réussir.

- Senin planın başarılı olacağı kesin.
- Planınız kesinlikle başarılı olacak.

C'est un plan vraiment merveilleux.

Bu gerçekten harika bir plan.

As-tu déjà un plan?

Senin şimdiden bir planın var mı?

Je n'ai pas de plan.

Bir planım yok.

Nous n'avons pas de plan.

Bir planımız yok.

Quel est le plan, Tom ?

Plan ne Tom?

Le plan était un succès.

Plan bir başarıydı.

Ton plan me plaît beaucoup !

Senin planını çok beğeniyorum!

C'était plutôt limité, comme plan.

Büyük bir plan değildi.

- Tom a expliqué son plan à Mary.
- Tom expliqua son plan à Mary.

Tom planını Mary'ye açıkladı.

- Je ne sais rien de leur plan.
- Je ne connais rien de leur plan.

Onların planı hakkında şey bilmiyorum.

- Je ne veux pas dévier du plan.
- Je ne veux pas m'écarter du plan.

Plandan sapmak istemiyorum.

- Ils veulent savoir quel est ton plan.
- Elles veulent savoir quel est ton plan.

Onlar planının ne olduğunu bilmek istiyorlar.

- Je suppose que tu as un plan.
- Je suppose que vous avez un plan.

Sanırım bir planın var.

- Je suppose que vous disposez d'un plan.
- Je suppose que tu disposes d'un plan.

Bir planın olduğunu varsayıyorum.

- Tom m'a demandé si j'avais un plan.
- Tom me demanda si j'avais un plan.

Tom bana bir planım olup olmadığını sordu.

Nous devons exécuter le plan immédiatement.

Planı hemen uygulamalıyız.

Le plan fut discuté en détail.

Plan ayrıntılı olarak tartışıldı.

Il a proposé un autre plan.

O, alternatif bir plan önerdi.

Je suis d'accord avec son plan.

Onun planını kabul ediyorum.