Examples of using "Qu'elle" in a sentence and their turkish translations:
Onun bana yardım edeceğini umuyorum.
Onun söylediğini yap.
- Sen ondan daha uzun boylusun.
- Siz ondan daha uzun boylusunuz.
- Sen ondan daha uzunsun.
Onun geleceğini umalım.
Umarım o beni dinler.
O ne kadar da iyi şarkı söylüyor!
O bana yardım edeceğini söyledi.
Onun bunu seveceğini düşünüyor musun?
Onun haklı olduğunu itiraf ettim.
- Onun senden hoşlandığını düşünüyorum.
- Bence o senden hoşlanıyor.
Keşke o sigara içmeyi bıraksa.
O, onun kazanacağını tahmin etti.
O, muhtemelen gelecek.
Onun güzel olduğunu düşünüyor musun?
Onun onu beğeneceğini düşünüyor musun?
Onun giydiğine bak!
O gelebilir.
- Ben ondan önemli ölçüde daha büyüktüm.
- Ben ondan önemli ölçüde daha yaşlıydım.
Bence o benden nefret ediyor.
Ona ne istiyorsa ver.
Geç kalmasına rağmen, onun geleceğine eminim.
O bana beni sevdiğini söyledi.
Kız: Çünkü o beyaz.
Kız: Çünkü o siyahi.
Tam da beklediği şey.
Herkes onun kazanacağını umuyordu.
Onun bildiğini biliyorum.
Sinirlenmesinin nedeni neydi?
- Umarım o bunu görür.
- Onun bunu gördüğünü umuyorum.
Bu beni sevdiği içindir.
Ben onun başarılı olacağını düşünüyorum.
- Onun kazanmasını istiyordu.
- Onun kazanmasını istiyordum.
Onun beni sevdiğini düşünüyordum.
Onun yalan söylediğini düşünüyorum.
Umarım iyileşecektir.
Onun buraya gelmesini bekliyorum.
O onun gideceğini düşünüyor.
Sanırım benden hoşlanıyor.
Onun evli olduğunu bilmiyordum.
O, geleceğini söylüyor.
- O uyuyor mu?
- Uyuyor mu?
Onun kazanacağını umuyorduk.
Onun başarılı olmasını istiyorum.
Onun gelmesini tercih ederim.
Hangi yemeği yiyor?
Umarım o bundan hoşlanır.
Onun iyi olduğunu umalım.
O yapacağını söylediği şeyi neredeyse hiç yapmaz.
Onun güvende olduğunu umuyorum.
O bir sandalye buluncaya kadar ve oturuncaya kadar beklemek zorunda kaldık.
O, istediğini aldı.
O, mutlu olduğunu söyledi.
O ona ayrıldığını söyledi.
Onun hangisini seçtiğini düşünüyorsun?
Bu kadın kesinlikle ne istediğini bilmediğini biliyor.
O, bana aç olduğunu fısıldadı.
- Sanırım o, kırk yaşında.
- Sanırım o kırk yaşında.
- Bence 40 yaşında.
Ne aldığını ona sor.
Onun onu beğendiğine sevindim.
Onun ne söylediğini biliyor musun?
Onun hediyemi beğeneceğini düşünüyor musun?
Onun bir şey gizlediğini düşünüyorum.
Onun başının dertte olduğunu düşünüyor musunuz?
O harcadığından daha fazla para kazanıyor.
Onun ne yapmasını istersiniz?
Onun erken gideceğine eminim.
Onun kaç yaşında olduğunu düşünüyorsun?
- Onun bunu yapabileceğine emin misin?
- Onun bunu yapabileceğinden emin misin?
O açıkça gitmek istiyor.
O, elinden geldiği kadar hızlı koştu.
O, ondan üç yıl daha büyüktür.
ondan daha iyiymişim
ve o bir pislikmiş gibi.
Lisa'nın yeni bir değer anlayışı var.
böylece ilaçlarını alabilecekti.
bir an geldi.
Onun hasta olduğu söylenilmektedir.
O senden nefret ediyor gibi görünüyor.
Onun söylediği tuhaf görünüyor.
Onun yakında iyileşeceğini umuyorum.
Onun masum olduğunu iddia ediyor.
Ben onun söylediğini anlayamıyorum.
O ne dedi?
Ben o gelene kadar bekleyeceğim.
Onun gelmesini beklememe gerek var mı?
Ben onun İspanyol olduğunu biliyorum.
O mutlu olduğunu söylüyor.
Sanırım o onu boşayacak.
Dediği odur.
O, bana geleceğine dair söz verdi.