Examples of using "L'islam" in a sentence and their turkish translations:
- Sami İslam eğitimi aldı.
- Sami İslami eğitim gördü.
- Fadıl, İslam okudu.
- Fazıl İslam eğitimi aldı.
İslamiyet'de uygun değildir
İslamiyet'e göre haram olan bu davranış
İslamiyet'e göre ölünün arkasından
İşte bu İslamiyet'te beklenen birşeydir
Günümüzde ise İslamiyet'e aykırı olmasına rağmen
- Fadıl 23 yaşında İslam'a girdi.
- Fadıl 23 yaşında İslam'ı kabul etti.
nerede kaldı Müslümanlığın güzel davranışı?
İslamiyeti artık dünyaya yanlış tanıtmaktan vazgeçin
gerçekten İslamiyeti kirleten Avrupalılar değil
İslamiyetin göre ölünün arkasından mevlüt okutmak
ve İslamiyette buna yer verilmediğidir
İslamiyetin Türkler tarafından kabulünden sonra
İslamiyete göre Allah'ın koyduğu kurallara göre
İslamiyet'e göre ölüler gömüldükten bir süre sonra
Tamamen Şamanizm'in yine İslamiyet'e yansımasıdır bu
Hıristiyanlık ve İslam, iki farklı dindir.
Bize İslamda Fatima'nın elini gösteriyor.
aslında İslamiyetle uzaktan yakından alakası yoktur
Yine İslamiyetle karıştırılan bir olaydır bu
İslamiyet'te mezar taşı yoktur
İslamiyet'te böyle bir uygulama yoktur
İslam yedinci asırda Arap Yarımadasında doğdu.
fakat İslamiyet hoşgörü dini değil miydi?
İslamiyetin öne gelen imamlarının söylemlerinden yola çıkılarak
Fakat bu durum yine İslamiyetle sentezleştirilip
Bu durumu İslamiyetle bağdaştıranlar olabilir aranızda
İslam Çin'e ilk olarak 7nci yüzyılın ortalarında ulaştı.
Hilal ay ve yıldız İslam'ın sembolüdür.
- Müslüman olman için seni zorlayan oldu mu?
- Birilerinin zorlamasıyla mı İslam'a geçtin?
gördünüz mü? Bize yıllardır anlatılan İslamiyet bu!
İslam, Musevilik ve Hristiyanlık üç büyük tek tanrılı dindir.
Aynı zamanda "Bence İslam bizden nefret ediyor." demişti.
mezarlıklar İslamiyet'e göre sadece ölümü hatırlamak için vardır
Bir çok kişi İslamiyet ile Arap kültürü arasında ki farkı görememiştir
kadınların sayılmamasının İslamiyetle bağdaştırılacak hiçbir tarafı yoktur
Reform yapılmadığı sürece İslam'ı Avrupa'da istesek de benimsetemeyiz.
İslam ve batı arasındaki ilişki yüzyıllar süren birliktelik ve ortak çalışma fakat aynı zamanda çatışma ve din savaşları içermektedir.
Ben buraya dünyada Birleşik Devletler ve Müslümanlar arasında yeni bir başlangıç noktası aramak için geldim; biri karşılıklı ilgi ve karşılıklı saygıya dayalı; biri Amerika ve Müslümanın münhasır olmadığı ve rekabet içinde olması gerekmeyen gerçeğine dayalı.Bunun yerine onlar örtüşürler ve ortak prensipleri paylaşırlar - adalet ve ilerleme prensipleri tüm insanların hoşgörü ve haysiyeti.