Translation of "Interdit" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Interdit" in a sentence and their turkish translations:

Stationnement interdit.

Park etmek yasaktır.

Strictement interdit.

Kesinlikle yasaktır.

C'est interdit.

Bu yasaklanmıştır.

C'est interdit !

Bu yasak!

Interdit aux mineurs.

Küçüklerin girmesine izin verilmez.

C'est strictement interdit.

Bu kesinlikle yasak.

L'export d'armes était interdit.

Silah ihracatı yasaklandı.

Cela devrait être interdit.

Bu yasaklanmalı.

Ce n'est pas interdit.

Bu yasaklanmış değil.

- Fumer est interdit dans ce lieu.
- Il est interdit de fumer ici.

Burada sigara içmek yasak.

Ce comportement interdit selon l'islam

İslamiyet'e göre haram olan bu davranış

Il est interdit de fumer.

Sigara içmek yasak.

Chaque religion interdit le meurtre.

Her din cinayeti yasaklar.

- Fumer est interdit à bord du train.
- Fumer est interdit dans le train.

- Trende sigara içmek yasaklanmıştır.
- Trende sigara içmeye izin verilmez.

Il est strictement interdit de fumer.

Sigara içmek kesinlikle yasaktır.

L'alcool est interdit sur le campus.

Kampüste alkole izin verilmez.

Il m'est interdit d'utiliser ce téléphone.

Bu telefonu kullanmam yasak.

Il est interdit de nager ici.

Burada yüzmek yasaktır.

Il est interdit de stationner ici.

Burada parketme yasaktır.

Fumer est interdit dans le train.

Trende sigara içmek yasaklanmıştır.

- Il est interdit de discuter dans la bibliothèque.
- Il est interdit de parler dans la bibliothèque.

Kütüphanede konuşmaya izin verilmiyor.

Et enfin, puisque l'anglais vous est interdit,

Ve sonuçta, ana dilinizi konuşmanıza izin verilmediği için,

Mes parents m'ont interdit de revoir Tom.

Ebeveynlerim Tom'la tekrar görüşmemi yasakladı.

Il t'est interdit de toucher cet interrupteur.

O anahtara dokunmak senin için yasaktır.

Son manque d'expertise lui interdit toute promotion.

Teknik bilgisinin olmayışı terfi etmesine engel oldu.

Il est interdit de nourrir les pigeons.

Güvercinleri beslemek yasaktır.

Le traité interdit l'emploi des armes chimiques.

Antlaşma, kimyasal silah kullanımını yasaklar.

Il est interdit de fumer à l'école.

Okulda sigara içmek yasaktır.

Il est interdit de nourrir les canards.

- Ördekleri beslemeyin.
- Ördekleri besleme.

Boire de l'alcool est interdit en Islam.

- İslam'da alkol yasaktır.
- İçki içmek İslam'da haramdır.

L'avortement est interdit dans de nombreux pays.

Kürtaj birçok ülkede yasaktır.

Il est interdit à prendre les photos ici.

Burada fotoğraf çekmek yasaktır.

Mon père m'a interdit de lire au lit.

Babam bana yatakta kitap okumamamı söyledi.

Pharamp a payé une amende pour stationnement interdit.

Pharamp yasak yere park ettiği için para cezası ödedi.

On lui a interdit de pratiquer la médecine.

O doktorluktan men edildi.

Fumer est interdit dans tous les bâtiments publics.

Sigara içmek tüm kamu binalarında yasaktır.

Il est interdit aux femmes de sortir la nuit

kadınların gece sokağa çıkması yasaklanmıştır

Le médecin m'a interdit de prendre part au marathon.

Doktor maratona katılmamı yasakladı.

- Interdit aux mineurs.
- Les mineurs ne sont pas admis.

Yetişkin olmayanlar giremez.

Fumer est désormais interdit sur tous les vols intérieurs.

Sigara içmek artık tüm iç hat uçuşlarında yasak.

Mendier dans la rue est interdit par la loi.

Yasaya göre, sokakta dilenmek yasaktır.

Dans 21 États, il est interdit de licencier les transgenres,

Trans kimliğinden dolayı 21 eyalette işten çıkarılamazsın

Il est interdit d'utiliser ces informations à des fins commerciales.

Bu bilgiyi ticari amaçlı kullanmak yasak.

Arracher les griffes des chats est interdit dans l'Union Européenne.

Avrupa birliğinde kedilerin pençesini sökmek yasaktır.

C'est un lac privé. Il est interdit de pêcher ici.

Bu göl özel. Burada balık avlamak yasaktır.

Mais il y a une condition, il est interdit de s'éloigner

ama bir şart var uzaklaşmak yasak

Ou il est interdit de tenir une cérémonie comme celle-ci

veya buna benzer tören yapmak haramdır

Il est maintenant interdit de fumer sur tous les vols intérieurs.

Sigara içmek artık tüm yerli uçak seferlerinde yasaklandı.

Fumer est ici interdit - merci de nourrir votre crabe à l'extérieur !

Burada sigaraya izin verilmiyor. Kanserinizi dışarıda besleyin!

Il est interdit de fumer dans toutes les parties du restaurant.

Sigara içmek, restoranın her bölümünde yasaktır.

- Fumer n'est pas autorisé ici.
- Il est interdit de fumer ici.

Burada sigara içmeye izin verilmez.

- Prendre des photos est interdit.
- Prendre des photos n'est pas autorisé.

Fotoğraf çekilmez.

Le médecin a interdit à mon père de porter des choses lourdes.

Doktor, babamın ağır şeyler taşımasına müsaade etmedi.

Au Canada, il est interdit de couper des arbres à plusieurs endroits.

Kanada'da ağaç kesmenin yasa dışı olduğu bir sürü alan vardır.

Oui, certaines entreprises aux États-Unis ont interdit ce programme à leurs employés

evet Amerika'da bazı şirketler çalışanlarına bu programı yasakladı

Dans beaucoup de pays, acheter ou fumer du cannabis est interdit par la loi.

Esrar satın almak ve tüketmek birçok ülkede kanunen yasaklanmıştır.

Au Canada, il est interdit aux moins de vingt ans de boire de l'alcool.

Kanada'da, 20 yaşına kadar içki içmenize izin verilmez.

- Il est illégal d'y garer une voiture.
- Il est interdit de se garer là-bas.

Orada araba park etmek yasal değildir.

- Il est interdit de pêcher ici.
- La pêche est interdite ici.
- Pêcher est ici prohibé.

Burada balık tutmak yasaktır.

Selon la loi, la discrimination, la vie ou le port d'un drap de lit est interdit.

Yasaya göre ferace, yaşmak veya çarşaf giymek yasaklanmıştır

Il n'a pas dit que c'était interdit, il n'a pas dit que c'était gratuit, il a dit, fais-le!

yasak demedi serbest de demedi üstü kapalı yahu yapın işte bir şeyler daha sonra bana getirmeyin dedi

- Les employés ne sont pas autorisés à regarder les jeux olympiques.
- Il est interdit aux employés de regarder les jeux olympiques.

Çalışanların Olimpiyatları izlemesi yasaktır.

En mille-neuf-cent-quatre-vingts, le comité de la censure de l'Ontario interdit le film « Le Tambour » d'après le roman de Günter Grass, mais les médias trouvèrent cela stupide et donc la Société Radio-Canada, SRC, montra les scènes offensantes ce soir-là, d'une côte à l'autre, dans le journal national.

Ontario Sansür Kurulu 1980'de Günter Grass'tan uyarlanmış "Teneke Trampet" filmini yasakladı ama medya bu yasağı saçma buldu ve hatta Canadian Broadcasting Corporation (CBC) sorun yaratan görüntüleri o gece ülke çapında ulusal haberlerde gösterdi.

- Le peuple poussa des cris, et les sacrificateurs sonnèrent des trompettes. Lorsque le peuple entendit le son de la trompette, il poussa de grands cris, et la muraille s'écroula; le peuple monta dans la ville, chacun devant soi. Ils s'emparèrent de la ville, et ils dévouèrent par interdit, au fil de l'épée, tout ce qui était dans la ville, hommes et femmes, enfants et vieillards, jusqu'aux bœufs, aux brebis et aux ânes.
- On sonna donc du cor. Dès que le peuple l'entendit, il poussa un formidable cri, et le rempart s'écroula sur place. Aussitôt, les Israélites s'élancèrent à l'assaut de la ville, chacun droit devant soi, et ils s'en emparèrent. Ils exterminèrent par l'épée pour les vouer à l'Éternel hommes et femmes, enfants et vieillards, taureaux, moutons et ânes: tout ce qui vivait dans la ville.

Trompetler ses çıkardığında, ordu bağırdı ve trompet sesinde, adamlar yüksek sesle bağırdığında, duvar çöktü; bu yüzden herkes doğruca içeriye hücum etti ve şehri aldılar.Şehri LORD'a verdiler ve kılıçla onun içinde yaşayan her şeyi yok ettiler-erkekler, kadınlar, gençler ve yaşlılar, sığırlar, koyunlar ve eşekler.