Examples of using "L'incapacité" in a sentence and their turkish translations:
O, onunla evlenemedi.
O, onunla görüşemedi.
O bir araba alamaz.
Onun bulunduğu yeri belirleyemedik.
Senin için burada olmadığım için üzgünüm.
- Onun doğum günü partisine gidemedim.
- Onun doğum günü partisine gitmem mümkün olmadı.
Yağmur yüzünden gelemedim.
Ben dışarı gidemedim.
Bunu teyit edemem.
Tom bugün gelemez.
O, yurt dışına seyahat etme hayalinden tamamen vazgeçemedi.
Bu anahtarı almazsan içeri giremeyeceksin.
Bir boşanma duyduğumuzda biz bunun o iki kişinin temel ilkeler üzerinde anlaşmaya varma yetersizliğinden kaynaklandığını varsayıyoruz.
Cümleyi anlıyorum, ancak tercüme edemiyorum.