Translation of "Jalousie" in Turkish

Elle crevait de jalousie.

Kıskançlıktan yanıp tutuşuyordu.

Pas d'amour sans jalousie.

Kıskançlık olmayan hiçbir aşk yoktur.

La jalousie est ennemie de l'amitié.

Kıskançlık arkadaşlığın düşmanıdır.

Je ne supporte pas sa jalousie.

Onun kıskançlığına tahammül edemem.

Il n'y a point d'amours sans jalousie.

Kıskançlık olmadan sevgi yoktur.

L'amour et la jalousie vont de pair.

Aşk ve kıskançlık bir aradadır.

La jalousie était également couverte dans ce film

kıskançlık da işlendi bu filmde

C'est la jalousie qui l'a fait agir ainsi.

Bunu ona kıskançlık yaptırdı.

- Tom est maladivement jaloux.
- Tom est fou de jalousie.

Tom delicesine kıskanıyor.

Une jalousie extrême entraîne aussi de la possessivité et de la suspicion,

Aşırı kıskançlık beraberinde sahip olma isteği ve güvensizlik getirir.

L'amour est aveugle mais la jalousie peut voir des choses qui n'existent même pas.

Aşk kördür ama kıskançlık var olmayan şeyleri bile görebilir.