Translation of "D'amour" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "D'amour" in a sentence and their turkish translations:

Parlons d'amour.

Aşk hakkında konuşalım.

Les chansons d'amour m'émeuvent.

Aşk şarkıları beni etkiler.

J'aime les romans d'amour.

Aşk romanlarını seviyorum.

C'est une chanson d'amour.

Bu bir aşk şarkısı.

Pas d'amour sans jalousie.

Kıskançlık olmayan hiçbir aşk yoktur.

- Il m'écrivit des lettres d'amour.
- Il m'a écrit des lettres d'amour.

O bana aşk mektupları yazdı.

- Tu n'aimes pas les histoires d'amour.
- Vous n'aimez pas les histoires d'amour.

Aşk hikayelerinden hoşlanmıyorsun.

- Peux-tu traduire une lettre d'amour ?
- Pouvez-vous traduire une lettre d'amour ?
- Es-tu capable de traduire une lettre d'amour ?
- Êtes-vous capable de traduire une lettre d'amour ?

Bir aşk mektubu çevirebilir misin?

Je n'ai pas d'amour-propre.

- Kendime saygı duymuyorum.
- Benim hiç kendime saygım yok.
- Benim hiç öz saygım yok.

Elle n'a pas d'amour-propre.

Onun özsaygısı yok.

C'était une histoire d'amour unilatérale.

O tek-taraflı bir aşk ilişkisiydi.

Un enfant a besoin d'amour.

Bir çocuğun sevgiye ihtiyacı vardır.

Il écrit des poèmes d'amour.

Aşk şiirleri yazar.

Écris-tu des lettres d'amour ?

Aşk şiirleri yazıyor musun?

Les enfants ont besoin d'amour.

Çocukların sevgiye ihtiyacı var.

Chante-moi une chanson d'amour.

Bana bir aşk şarkısı söyle.

Il devint un insigne d'amour monastique.

adeta kutsal aşkın nişanı hâline geldi.

On ne saurait vivre que d'amour.

Sevgi ile tek başına yaşayamazsın.

Il m'a écrit une lettre d'amour.

O bana bir aşk mektubu yazdı.

Je lui écrivais une lettre d'amour.

Ona bir aşk mektubu yazıyordum.

Ma femme aime les romans d'amour.

Karım aşk romanlarını sever.

Elle a concocté un filtre d'amour.

O bir aşk iksiri yaptı.

C'était une histoire d'amour très passionnée.

Çok ihtiraslı bir aşk macerasıydı.

La violence est une absence d'amour.

Şiddet, bir sevginin olmamasıdır.

Les araignées aussi ont besoin d'amour.

Örümceklerin de sevgiye ihtiyacı var.

- Pouvez-vous m'aider à écrire une lettre d'amour ?
- Peux-tu m'aider à écrire une lettre d'amour ?

- Bir aşk mektubu yazmama yardım edebilir misin?
- Bir aşk mektubu yazmama yardım eder misin?

Il s'agit d'une histoire d'amour et d'amitié.

Bu, aşk ve arkadaşlık hakkında bir hikâyedir.

- Je peux aimer.
- Je suis capable d'amour.

Sevebilirim.

Attention ! Dépendance émotionnelle n'est pas synonyme d'amour !

Dikkat! Duygusal bağlılık, aşk ile eşanlamlı değildir!

Une vraie histoire d'amour n'a pas de fin.

Gerçek bir aşk hikayesi asla bitmez.

Il s'agit d'une histoire d'amour et de trahison.

Bu bir aşk ve ihanet hikayesi.

Écrire des lettres d'amour ne m'est pas aisé.

Aşk mektupları yazmak benim için kolay değil.

Une lettre d'amour de la part de Gray ?

Gray'den bir aşk mektubu mu?

Par-dessus tout, les enfants ont besoin d'amour.

Hepsinden öte, çocuklar sevgiye muhtaçtır.

Son suicide fut la conséquence de son chagrin d'amour.

Yaşadığı aşk acısının sonucunda intihar etti.

- J'ignore si c'est de l'amour.
- J'ignore s'il s'agit d'amour.

Bunun aşk olup olmadığını bilmiyorum.

Tom ne sait pas écrire une carte d'amour en français.

Tom Fransızca bir aşk mektubunu nasıl yazacağını bilmiyor.

Pourquoi tant de gens souffrent-ils d'un déficit d'amour-propre ?

Neden bu kadar çok insan benlik saygısından muzdarip?

Tom essayait d'oublier son chagrin d'amour en jouant du piano.

Tom piyano çalarak aşk üzüntüsünü unutmaya çalıştı.

Il peut être une source de joie, d'amour, de support mutuel.

keyif, sevgi ve karşılıklı destek için bir kaynak olabilir.

Je peux vous dire avec expérience que l'IA n'a pas d'amour.

yapay zekâda sevgi yetisi olmadığını size söyleyebilirim.

Quand as-tu écrit une lettre d'amour pour la dernière fois ?

En son ne zaman bir aşk mektubu yazdın?

Lao Gan Ma et moi, nous avons une relation d'amour-haine.

Lao Gan Ma ve benim bir aşk-nefret ilişkimiz var.

Comment oses-tu parler d'amour, toi qui n'as pas connu Lola ?

Lola'yı hiç bilmeyen sen, nasıl aşktan konuşmaya cüret ediyorsun?

Je veux écrire une lettre d'amour en français à ma petite amie.

Kız arkadaşıma Fransızca bir aşk mektubu yazmak istiyorum.

Alors elle a ramené à la maison cette boule d'amour de 45 kilos.

Sonra bu 50 kiloluk pofidik sevgi yumağını eve götürmüş

Les enfants, tout comme les adultes, ont un grand besoin d'amour et d'attention.

Çocuklar yetişkinler kadar sevgi ve ilgi istiyorlar.

Nous les Danois avons une relation particulière d'amour-haine avec nos voisins suédois.

Biz Danimarkalıların İsveçli komşularımızla özel bir aşk-nefret ilişkimiz vardır.

Tom a écrit une lettre d'amour à Marie, mais elle ne l'a pas lue.

Tom Mary'ye bir aşk mektubu yazdı ama o onu okumadı.

Car vous avez fait preuve de plus d'amour que je n'en ai pour moi-même. »

çünkü siz bana kendime duyduğum sevgiden daha çoğunu gösterdiniz." dedi.

Les enfants ont besoin de beaucoup de choses, mais par-dessus tout, ils ont besoin d'amour.

Çocukların çok şeye ihtiyacı var, ancak her şeyden önce sevgiye ihtiyaçları var.

Il n'y a pas de vie sans désir, pas de désir sans amour et d'amour sans toi !

Yaşamak özlemsiz, özlem sevgisiz ve sevgi sensiz olmaz!

- Il essaya de la courtiser avec des poèmes amoureux.
- Il a tenté de lui faire la cour avec des poèmes d'amour.

O aşk şiirleriyle ona kur yapmaya çalıştı.

Après que huit mois eurent passés et que sa peine d'amour se fut évanouie, Georges recommença à sortir avec des filles.

Sekiz ay geçtikten ve onun kırık kalbi iyileştikten sonra, George sonunda tekrar kızlarla flört etmeye başladı.