Translation of "L'amour" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "L'amour" in a sentence and their turkish translations:

L'amour aime l'amour.

Aşk aşka aşıktır.

- L'amour blesse.
- L'amour fait mal.

Aşk acı verir.

- C'est l'amour.
- C'est de l'amour.

Bu aşktır.

- Ils firent l'amour.
- Elles firent l'amour.
- Ils ont fait l'amour.
- Elles ont fait l'amour.

Onlar seviştiler.

- C'est l'amour vrai.
- C'est l'amour véritable.
- C'est l'amour, le vrai.

Bu gerçek aşktır.

- Crois à l'amour !
- Crois en l'amour !

Aşka inan!

L'amour prévaudra.

Aşk galip gelecektir.

L'amour survivra.

Aşk hayatta kalacak.

L'amour dure.

Aşk sürer.

J'adore l'amour.

Aşka bayılıyorum.

L'amour blesse.

Aşk acı verir.

- L'amour rend aveugle.
- L'amour te rend aveugle.

Aşk seni kör yapıyor.

- L'amour vainc toute distance.
- L'amour surpasse toute distance.

Aşk mesafe tanımaz.

- L'amour t'a rendu aveugle.
- L'amour t'a rendue aveugle.

Aşk seni kör etti.

- Tu es aveuglée par l'amour.
- Vous êtes aveuglée par l'amour.
- Tu es aveuglé par l'amour.
- Vous êtes aveuglées par l'amour.
- Vous êtes aveuglés par l'amour.
- Vous êtes aveuglé par l'amour.

Senin aşktan gözün kör olmuş.

- Qu'est-ce que l'amour ?
- Qu'est l'amour ?
- Qu'est-ce que l'amour ?
- Qu'est ce que l'amour ?

Aşk nedir?

L'amour des paysages,

manzara sevdaları,

L'amour est aveugle.

- Aşk kördür.
- Aşkın gözü kördür.
- Aşk, doğası gereği kördür.
- Aşk doğal olarak kördür.

L'amour va survivre.

Aşk hayatta kalacak.

L'amour, c'est tout.

Sevgi her şeydir.

L'amour rend aveugle.

Aşk kör eder.

L'amour n'existe pas.

- Aşk mevcut değildir.
- Aşk yoktur.

- L'amour est une folie.
- L'amour, c'est de la folie.

Aşk çılgındır.

- L'amour est comme l'oxygène.
- L'amour est comme de l'oxygène.

Aşk oksijen gibidir.

- Sais-tu ce qu'est l'amour ?
- Savez-vous ce qu'est l'amour ?

Sen aşkın ne olduğunu biliyor musun?

- Ce n'est pas ça, l'amour.
- Ce n'est pas de l'amour.

Bu, aşk değil.

- C'est l'amour de ma vie.
- Il est l'amour de ma vie.
- Elle est l'amour de ma vie.

O hayatımın aşkıdır.

L'amour ne pardonne pas.

- Sevgi affetmez.
- Aşk affetmez.

Accepte l'amour de quelqu'un.

Bir bireyin sevgisini kabul et.

L'amour mène le monde.

Dünyayı yöneten aşktır.

Pour l'amour de Dieu !

Tanrı aşkına!

L'amour triomphe de tout.

Aşk her şeyi fetheder.

C'était certainement de l'amour.

Bu kesinlikle aşktı.

L'amour donne des ailes.

Aşk kanatlandırır.

L'amour ne suffit pas.

Aşk yeterli değildir.

L'amour ne meurt pas.

Aşk ölmez.

La musique, c'est l'amour.

Müzik aşktır.

Où se trouve l'amour ?

Aşk nerede?

- C'est l'amour de ma vie.
- Il est l'amour de ma vie.

O benim hayatımın aşkıdır.

- C'est ça l'amour ?
- Est-ce de l'amour ?
- Est-ce de l'amour ?
- Est-ce l'amour ?
- Serait-ce de l'amour ?

Bu aşk mıdır?

- Je crois que l'amour n'existe pas.
- Je pense que l'amour n'existe pas.

Bence aşk yok.

- Crois-tu au pouvoir de l'amour ?
- Croyez-vous au pouvoir de l'amour ?

Aşkın gücüne inanıyor musun?

- On dit que l'amour est aveugle.
- Comme on dit, l'amour est aveugle.

- Aşkın kör olduğunu söylüyorlar.
- Aşkın gözü kördür derler.

L'amour n'est jamais un gaspillage.

Aşk asla boşa gitmez.

Faites l'amour, pas la guerre !

Savaşma seviş!

J'ignore si c'est de l'amour.

Bunun aşk olup olmadığını bilmiyorum.

Il est aveuglé par l'amour.

Onun aşktan gözü kör olmuş.

Elle est aveuglée par l'amour.

Onun aşktan gözü kör olmuş.

L'amour n'est pas un crime.

Aşk bir suç değil.

Je crois encore en l'amour.

Ben hâlâ aşka inanıyorum.

Je crois que l'amour existe.

Aşkın var olduğuna inanıyorum.

L'amour véritable ne vieillit jamais.

Gerçek aşk asla yaşlanmaz.

Faites l'amour, pas la guerre.

- Savaşma seviş.
- Savaşma, seviş.

L'amour est difficile à définir.

Aşkı tanımlamak zordur.

L'amour n'a jamais tué personne.

Aşk asla kimseyi öldürmedi.

L'amour est une ressource inépuisable.

Aşk sonlu bir kaynak değildir.

L'amour fait tourner le monde.

Aşk dünyayı döndürür.

L'amour ne se trompe jamais.

Aşk asla yanlış değildir.

- L'amour et l'amitié s'excluent l'un à l'autre.
- L'amour et l'amitié s'excluent l'un l'autre.

Aşk ve arkadaşlık birbirini dışlar.

L'amour de quelqu'un procure de la force, l'amour envers quelqu'un inspire le courage.

Birisi tarafından çok sevilmek size güç verir, birisini çok sevmek ise cesaret.

Il n'y a pas de route qui conduise à l'amour. L'amour est la route.

Aşk için hiçbir yol yoktur. Aşk yoldur.

Je veux faire l'amour avec lui.

Onunla sevişmek istiyorum.

L'amour n'est qu'un déséquilibre hormonal temporaire.

Aşk, geçici bir hormon dengesizliğinden fazla bir şey değildir.

L'amour est l'essence de la vie.

Sevmek yaşamın özüdür.

Paris est la ville de l'amour.

Paris aşk şehridir.

Je veux savoir ce qu'est l'amour.

Aşkın ne olduğunu bilmek istiyorum.

L'amour est la réponse à tout.

Bütün sorunların anahtarı sevgidir.

Comment l'amour peut-il aimer l'amour ?

Aşk aşka nasıl aşık olabilir ki?

- Qu'est-ce que l'amour ?
- Qu'est l'amour ?

Aşk nedir?

Je pense que l'amour n'existe pas.

Aşkın olmadığına inanıyorum.

J'ai trouvé l'amour de ma vie.

Ben hayatımın aşkını buldum.

Ils n'ont probablement pas fait l'amour.

- O muhtemelen onunla cinsel ilişkiye girmedi.
- Belki de onunla seks yapmadı.

On ne badine pas avec l'amour.

Aşkla şaka yapmamalıyız.

Marie croit au pouvoir de l'amour.

Mary aşkın gücüne inanır.

Esperanto est la langue de l'amour.

- Esperanto sevgi dilidir.
- Esperanto aşkın dilidir.

Pourquoi l'amour est-il si compliqué ?

Sevgi neden bu kadar karmaşık.

L'amour est une sorte de folie.

Aşk bir delilik türüdür.

Pourquoi l'amour est-il si difficile ?

Neden aşk bu kadar zor?

Pour l'amour de Dieu, arrête ça !

Tanrı aşkına, şunu kes!

Tu es l'amour de ma vie.

Sen benim hayatımın aşkısın.

L'amour ne connaît pas de limites.

Aşk sınır tanımaz.

Peux-tu sentir l'amour ce soir ?

Bu gece, aşkı hissedebiliyor musun?

Tom était l'amour de ma vie.

Tom hayatımın aşkıydı.

J'ai déjà l'amour de ma vie.

Ben zaten hayatımın aşkına sahibim.

L'amour rend la vie plus facile.

- Sevgi, yaşamı kolaylaştırıyor.
- Aşk, hayatı daha çekilir kılıyor.

- Il n'y a rien d'aussi précieux que l'amour.
- Rien n'a autant de valeur que l'amour.

- Hiçbir şey sevgi kadar değerli değildir.
- Sevgi kadar değerli hiçbir şey yoktur.

L'amour c'est la voir dans tes rêves.

- Aşk onu rüyalarında görmektir.
- Aşk, onu rüyalarında görmektir.

L'amour commença à croître entre les deux.

İkisi arasında aşk filizlenmeye başladı.

L'amour est plus fort que la mort.

Aşk ölümden daha güçlüdür.

Ne confonds jamais la pitié avec l'amour.

Sevgi ile merhameti asla karıştırmayın.

Je me demande si c'est de l'amour.

Bunun aşk olup olmadığını merak ediyorum.

L'amour vient de toutes formes et tailles.

Aşk tüm şekil ve boyutlarda gelir.

Pour l'amour de Dieu, arrête de pleurer !

Allah aşkına, ağlamayı kes!

L'amour est plus puissant que la mort.

Sevgi ölümden daha güçlüdür.