Translation of "Falaises" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Falaises" in a sentence and their turkish translations:

On y trouve d'immenses falaises,

ve devasa deniz kayalıklarının,

Je sens le courant d'air qui vient des falaises.

Şu tepelerden gelen hava akımını hissedebiliyorum.

Et des falaises abruptes trop instables pour être escaladées.

Ve tırmanmanın mümkün olmadığı dik kayalıklar da var.

Les falaises offrent un abri. Mais elle est restée en arrière.

Sarp kayalıklar biraz güvenlik sağlıyor. Ama bu kız geride kalıyor.

Des vallées brûlantes qui s'étendent jusqu'à l'horizon, des falaises de sable abruptes,

Alabildiğine uzanan ve kavrulan vadiler var. Burası dik uçurumları olan kumtaşı kayalıklarla

Des falaises de sable abruptes, et un labyrinthe de canyons en fente qui s'étend sur des kilomètres

Burası dik uçurumları olan kumtaşı kayalıklarla ve kilometrelerce uzunlukta dönüp dolaşan labirentlerle

Mais ça nous amène aussi près de ces falaises, où on sera à la merci de la marée.

Ama bu bizi kayalıkların hemen kenarında ve gelgitin merhametine bırakıyor.

La ville était lourdement fortifiée, située au sommet des pentes raides et des falaises, au-dessus de la plaine environnante.

Şehir çok ağır tahkimliydi. Bayır ve uçurumların en dik yerinde , çevre ovadan oldukça yüksek bir yerdeydi.