Translation of "Abri" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Abri" in a sentence and their turkish translations:

Un abri sûr

Güvenli...

- Êtes-vous sans abri ?
- Es-tu un sans-abri ?

Evsiz misin?

J'ai construit un abri.

Bir barınak inşa ettim.

Avec plus d'hommes sans-abri,

daha yüksek oranda evsizlik,

Quel sera le meilleur abri ?

Bizi dış ögelerden en iyi ne koruyabilir?

Cette jeune femme est sans-abri.

Bu genç kadın evsizdir.

Je ne suis plus sans-abri.

Ben artık evsiz değilim.

J'étais sans-abri pendant trois mois.

Ben üç aydır evsizdim.

Tom est fauché et sans abri.

Tom parasız ve evsizdi.

Cent mille civils sans abri sans abri. Et voici venu le rôle du puissant ascenseur. Après

yaklaşık iki yüz milyon dolar olarak tahmin edilen bir kayıp ve üç yüzden fazla mağdur

Elle plaida en faveur des sans-abri.

O, evsizler adına konuştu.

Nous devrions tous aider les sans-abri.

Bütün evsizlere yardım etmeliyiz.

Nous plaignons tous ces immigrés sans-abri.

Biz bütün bu evsiz göçmenlere merhamet ediyoruz.

En fait, ça fait un bon abri naturel.

Bu oldukça iyi bir doğal sığınak.

J'ai donné vingt dollars à un sans-abri.

Evsiz bir adama yirmi dolar verdim.

Ou alors on se fait un super abri : un igloo !

Ya da en iyi sığınağı yapabiliriz. Bir iglo!

Je n'avais jamais vu de sans-abri devant ce club avant.

Hiç bir kulübün dışarısında evsiz bir adam görmemiştim.

Mais en changeant d'état d'esprit et je vois ce sans-abri

Ama şimdi anlayışımı değiştirdim, o evsiz adamı görüyorum

Les falaises offrent un abri. Mais elle est restée en arrière.

Sarp kayalıklar biraz güvenlik sağlıyor. Ama bu kız geride kalıyor.

Il faut que le gouvernement local aide d'urgence les sans abri.

Yerel hükümetin evsizlere yardım etmesine acil bir ihtiyaç var.

- Il apporta de la nourriture à son invité et lui procura un abri.
- Il apporta de la nourriture à son invitée et lui procura un abri.

O, misafirine yemek getirdi ve ona barınak sağladı.

Presqu’autant que nous avons besoin de nourriture, d'un abri et du sexe.

Neredeyse yemeğe, barınağa ve sekse ihtiyaç duyduğumuz kadar.

Dans la nature, un bon abri est le seul moyen de survivre.

Vahşi hayatta iyi bir sığınak hayatta kalmanın tek yoludur.

Donnez aux banques alimentaires. Donnez aux organismes de sensibilisation pour sans-abri.

Gıda bankalarına verin. Evsiz sosyal yardım kuruluşlarına verin.

Par exemple, ressentir la peur et chercher un abri en zone de guerre --

örneğin, savaş alanındaki korku hissi ve korunmak için eğilmek -

Nous ne devrions pas mépriser une personne simplement parce qu'elle est sans abri.

Sadece evsiz olduğu için bir insana tepeden bakmamalıyız.

Ça peut vraiment vous sauver. Pour creuser un abri, mais aussi en cas d'avalanche.

Bu gerçekten sizi kurtarabilir. Sadece sığınak kazmak için değil, çığlar için de gerekli.

Ce genre de chose peut faire l'affaire. Un bel abri naturel pour se protéger.

Bu tür bir şey işe yarayabilir. Güzel ve üzeri kapalı doğal bir sığınak.

Je fais comment si je n'ai même pas de maison, si je suis sans abri ?

peki ama, ya bir evim yoksa, evsizsem

Le seul abri que j'ai ici, c'est de la bruyère humide, de la mousse et de la roche.

Burada sığınak yapabileceğim tek şey ıslak çalılar, yosun ve taşlar.

Les voleurs furent empalés, mendiants, sans-abri et les infestés de peste furent brûlés vifs dans des granges.

hırsızları kazığa oturtturur.dilencileri, evsizleri ve vebalıları ise ahırlarda diri diri yaktırtır.