Translation of "Coulant" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Coulant" in a sentence and their turkish translations:

S'il y avait un fleuve coulant dans le sanctuaire,

Tapınağın oradan akan bir ırmak,

La rivière coulant au travers Londres est la Tamise.

Londra'dan akan nehir Thames'tir.

Elle me regarda avec des larmes coulant de ses joues.

Yanaklarından aşağı akan gözyaşlarıyla bana baktı.

Il lut la lettre, les larmes lui coulant le long des joues.

O, yanaklarından aşağıya doğru akan gözyaşlarıyla mektubu okudu.