Examples of using "Adolescente" in a sentence and their turkish translations:
O genç, duyarlı bir ergen.
O bir genç olarak anoreksiyadan muzdaripti.
Florida'daki genç bir kızdan haber aldım,
Kız kardeşim onlu yaşlarında evlendi.
Sen henüz bir delikanlı değilsin.
Dünyanın herhangi bir yerinde her yedi dakikada bir
Siz o zaman bir ergendiniz.
bana tüm o emojileri gönderen o genç kızı görmeye gittim.
bir genç gibi davranıyor. Çılgınca, fantastik bir hayat sürüyor
Tekrar bir ergen gibi hissediyorum.
Mary asi bir kız.
Ben bir gençken, ebeveynlerim erkek çocuklarla dışarı çıkmama asla izin vermezlerdi bu yüzden her zaman üzgündüm.
Gençken ne tür müzik dinledin?
Gençken kolunu kırdın, değil mi?
Onlu yaşlarındayken ebeveynlerinin seninle birlikte yeterli zaman harcadıklarını düşünüyor musun?