Examples of using "Mariée" in a sentence and their turkish translations:
Evliydim.
O evli mi?
Ben evliyim.
Gelini öpebilirsin.
Evlendim.
Kız kardeşim evlidir.
Gelin mutluluk saçıyordu.
O, evli bir bayandır.
O evli değil.
Jane erken evlendi.
Gençken evlendi.
Onun evli olduğunu bilmiyordum.
O, zaten evlidir.
Onun büyük kızı evlidir.
Ben evli bir kadınım.
Hiç evlenmedi.
O bekar mı yoksa evli mi?
Jill Jack'le nişanlıdır.
O, bir gelin gibi giyindi.
Ben evliyim.
O, yirmi beş yaşındayken evlendi.
- O bir yabancı ile evli.
- O, bir yabancıyla evli.
Mary 5 yıldır evli.
Gelini şimdi öpebilirsiniz.
Ben zaten senin yaşında evliydim.
Ben gelini tanımıyorum.
O, bir Amerikalı ile evlidir.
O, onlu yaşlarında evlendi.
Ben şimdi evli bir kadınım.
O bir Almanla evlidir.
Mary bir Alman'la evliydi.
O on yedi yaşında evlendi.
Hâlâ evliyim.
Gelin aniden güldü.
Onun evli olup olmadığını merak ediyorum.
O, evlendiğinde mutlu olacak.
O, evlendiğinde kaç yaşındaydı?
Damat gelini sunakta dururken bıraktı.
Hiç kimseyle evlenmemiş.
Evliyim ve iki çocuğum var.
- Lisa Lillien, Dan Schneider ile evlidir.
- Lisa Lillien, Dan Schneider ile evli.
Kardeşlerimin her ikisi de evli değildir.
Kız kardeşin evli mi?
Tom'un küçük kızı evlidir.
Evlendi ve çocukları var.
Küçük kız kardeşim gençken evlendi.
O yirmi yaşındayken onunla evlendi.
Onun evlendiğini birinden duydum.
Tom'a göre Jane geçen ay evlendi.
Evlendim.
Evet, evliyim.
Onun ne zaman evlendiğini bilmiyorum.
Sen hapishaneden çıkıncaya kadar o evlenmiş olacak.
Mary kendi gelinliğini yaptı.
Ben zaten evliyim.
O, zengin yaşlı bir adamla evlendi.
Kız kardeşim onlu yaşlarında evlendi.
O, on yıl önce evlendi.
Ben seni bir gelinlik içinde görmek için sabırsızlanıyorum.
Evli olduğumu biliyordun.
Zaten evli misin?
Ailesinin seçtiği bir adamla evlendi
Misako, geçen Haziran bir Kanadalıyla evlendi.
Bir Fransızla evli bir kızım var.
Kadın oyuncu, bir bankerle nişanlandığını söyledi.
Her gelin düğün gününde güzeldir.
Kız kardeşim lise sınıf arkadaşıyla evlendi.
Kız kardeşim itirazlarıma rağmen onunla evlendi.
Bir İtalyanla evli olduğu için, o şimdi Roma'da yaşıyor.
Tom'un en büyük kızı henüz evli değil.
Onun üç kızı var; biri evli, ama diğerleri değil.
Artık evli değilim.
Sadece bir sarhoşla evlenmek istemiyorum.
- Seninle evlenmiş olsa, şimdi mutlu olurdu.
- Eğer seninle evlendiyse şimdi mutlu olmalı.
Ben senin yaşındayken zaten evliydim.
Hâlâ evli misin?
Bir avukatla evliyim.
Yeni geline de bol bol çocukları olsun diye buğday saçılırdı
Kız kardeşim geçen haziranda bir lise öğretmeniyle evlendi.
Evleneceğim.