Examples of using "Stagnant" in a sentence and their turkish translations:
Konut piyasası durgun.
Durgun su içmemelisin.
Her geçen gün, Uruguay giderek durgunlaştı.
Tom şu anki görevinde durgun ve takdir edilmemiş hissettiğinden dolayı yeni iş teklifi hakkında heyecanlıydı fakat patronuna ayrılmayı düşündüğünü söylediğinde patronu ona eğer kalırsa bir terfi ve zammın yakında olduğunu söyledi bu yüzden Tom'u ne yapacağı konusunda ikilem içinde bıraktı.