Examples of using "Plague " in a sentence and their turkish translations:
Sıçanlar veba taşırlar.
Veba o yıl ortaya çıktı.
Enfeksiyon bataklıktan geldi.
- Bela bütün şehri mahvetti.
- Veba bütün şehri mahvetti.
Biz bu tehlikeli vebayı durdurmalıyız.
Salgın hastalık sırasında binlerce insan öldü.
Ben veba gibi şeylerden kaçınırım.
Köylü, köyüne gönderildi veba bulaşmasın diye.
Onların ilk kızı 1576'da vebadan öldü.
Kimse, öldürücü bir salgın gibi dünya çapında bir felaketi önemsememezlik edemez.
hırsızları kazığa oturtturur.dilencileri, evsizleri ve vebalıları ise ahırlarda diri diri yaktırtır.
Tom gözlüğümü kırdığından beri benden veba gibi kaçınıyor.
Tom arabamı ödünç aldığından beri benden veba gibi kaçınıyor.
Amerika Birleşik Devletleri, yirminci yüzyılın başında bir Hıyarcıklı veba salgını ile karşı karşıya kaldı.
O, vebaya kapılmadan önce güçlü bir çocuktu, hayat doluydu.
Halk savaş,veba ve kıtlık yüzünden terörize edilmişti.Halkın 1/3'ü ölmüştür.
Her nedense, Hindistan'dan döndüğümden beri insanlar benden bir veba gibi kaçıyorlar.
Eğer insanlara biraz daha saygılı davranmaya başlamazsan, insanlar senden vebalı gibi kaçınmaya başlayabilir.
"Bu vebaya neyin neden olduğunu bilen biri var mı?" "Paris Üniversitesi bilim adamlarının bu kötülüğün kaynağının özellikle Jüpiter, Satürn ve Mars olumsuz takımyıldızı olduğuna inanıyorlar."