Translation of "Devastated" in Turkish

0.051 sec.

Examples of using "Devastated" in a sentence and their turkish translations:

- Tom's devastated.
- Tom is devastated.

- Tom perişan oldu.
- Tom harap.

- Tom looks devastated.
- Tom seemed devastated.

Tom harap görünüyordu.

I'm devastated.

Perişan oldum.

Tom was devastated.

Tom perişan oldu.

I was devastated.

Harap edildim.

Mary was devastated.

Mary harap edilmişti.

This devastated me.

Bu beni mahvetti.

Tom looks devastated.

Tom harap edilmiş görünüyor.

We're all devastated.

Hepimiz harap edildik.

I'd be devastated.

Harap olurdum.

He was devastated.

O harap olmuştu.

She was devastated.

O harap olmuştu.

You seemed devastated.

Harap görünüyordun.

- Tom is going to be devastated.
- Tom will be devastated.

Tom harap edilecek.

I am so devastated.

Çok perişanım.

- I'm ruined.
- I'm devastated.

Ben harap oldum.

We were all devastated.

Hepimiz harap edildik.

Tom is pretty devastated.

Tom oldukça harap.

I was completely devastated.

Ben tamamen harap olmuştum.

This area is devastated.

Bu alan harap ediliyor.

Her parents were devastated.

Onun ebeveynleri harap edildi.

Tom's parents were devastated.

Tom'un ebeveynleri harap edildi.

Families have been devastated.

Aileler perişan edildi.

Tom was absolutely devastated.

Tom kesinlikle harap oldu.

Tom was obviously devastated.

Tom açıkça perişandı.

Tom was simply devastated.

Tom sadece harap edilmişti.

I was just devastated.

Ben sadece harap olmuştum.

Fadil was already devastated.

Fadıl zaten yıkılmıştı.

Fadil was absolutely devastated.

Fadıl kesinlikle harap oldu.

Tom will be devastated.

Tom harap edilecek.

Sami's life was devastated.

Sami'nin hayatı haraptı.

Hurricane Katrina devastated New Orleans.

- Katrina kasırgası New Orleans'ı perişan etti.
- Katrina kasırgası New Orleans'ı harap etti.

Water devastated the whole city.

Su bütün şehri mahvetti.

The city is completely devastated.

Şehir tamamen harap ediliyor.

Tom must be absolutely devastated.

Tom kesinlikle mahvedilmeli.

Tom is devastated right now.

Tom şu anda harap durumda.

Tom seemed to be devastated.

Tom harap olmuş görünüyordu.

The plague has devastated entire cities.

- Bela bütün şehri mahvetti.
- Veba bütün şehri mahvetti.

Logging has devastated the country's forests.

- Ağaç kesme ülkenin ormanlarını perişan etti.
- Ağaç kesilmesi ülkenin ormanlarını tahrip etti.

The city was devastated by the earthquake.

Şehir deprem sebebiyle yıkıma uğradı.

Tom is going to be so devastated.

Tom çok perişan olacak.

Tom was obviously devastated by what happened.

Tom açıkçası olanlar tarafından harap edildi.

Tom's unexpected death devastated his work colleagues.

Tom'un beklenmedik ölümü çalışma arkadaşları mahvetti.

The whole city was devastated by water.

- Bütün şehir su tarafından mahvedildi.
- Bütün şehir su tarafından tahrip edildi.

Tom was devastated, but didn't lose hope.

Tom harap edilmişti ama umudu kaybetmemişti.

Sami's hometown was devastated by an earthquake.

Sami'nin memleketi bir deprem tarafından harap edildi.

When Tom left her, Mary was devastated.

Mary, Tom kendisini terk edince yıkılmıştı.

- When Tom broke up with her, Mary was devastated.
- When Tom broke up with Mary, she was devastated.

Tom Mary ile ayrıldığında, harap oldu.

The country had been devastated by long war.

Uzun savaştan ülke harap edildi.

When Japan and Germany were devastated after the war,

Japonya ve Almanya savaştan sonra yıkıldığında

The Second Solar System War devastated the home planet.

İkinci Güneş Sistemi Savaşı ana gezegeni harap etti.

She was devastated when he broke up with her.

Ondan ayrıldığında şoke oldu.

Tom was devastated when Mary broke up with him.

Mary ondan ayrıldığında harap oldu.

Fadil was completely devastated when he heard the news.

Fadıl haberi duyunca tamamen yıkıldı.

The news of Fadil's death devastated the hospital staff.

Fadıl'ın haberi hastane personelini harap etti.

But it involved no marching, and I was just so devastated.

ama bir banyo yürüyüşü olmaması benim için üzücüydü.

The American invasion of Iraq left the country devastated, fragmented and broke.

Irak'ın Amerikan istilası ülkeyi harap, parçalanmış ve beş parasız bıraktı.

The First Solar System War in the year 2685 devastated parts of Earth.

2685 yılında Birinci Güneş Sistemi Savaşı dünyanın parçalarını mahvetti.