Examples of using "Occurred" in a sentence and their turkish translations:
- Bir trajedi yaşandı.
- Bir trajedi meydana geldi.
Bunun meydana gelmemesi gerekirdi.
Ancak, istisnalar oluyor.
Unutulmaz bir olay cereyan etti.
Veba o yıl ortaya çıktı.
Kaza şafakta oldu.
Kaza dün sabah oldu.
Lütfen orada ne olduğunu anlat.
Az önce bana bir şey oldu.
Tom'un aklına diğer bir olasılık geldi.
Ne yazık ki bir hata oluştu.
Aklıma bir fikir geldi.
- Ve sonra umulmayan bir şey oldu.
- Ve sonra umulmayan bir şey cereyan etti.
Bu bana hiç olmamıştı.
Kaza cuma günü oldu.
Silahlı saldırı pazartesi sabahı meydana geldi.
Silahlı saldırı pazartesi günü erken saatlerde meydana geldi.
Onun ne zaman olduğu belli değil.
Beklenmeyen bir hata oluştu.
Bu bana hiç olmadı.
Aklıma bir fikir geldi:
Aklıma yeni bir fikir geldi.
Teknolojide bir devrim oldu.
Orman yangını dikkatsizlik yüzünden oldu.
Aklıma harika bir fikir geldi.
Aklıma iyi bir fikir geldi.
Aklıma iyi bir fikir geldi.
Tokyo'da büyük bir deprem oldu.
Bu başarısızlık senin yüzünden oldu.
Aklıma bir şey geldi.
"Bu sohbet hiçbir zaman olmadı." - "Hangi sohbet?"
Tianjin'de büyük bir patlama meydana geldi.
- John'un aklına müthiş bir fikir geldi.
- John'un aklına muhteşem bir fikir geldi.
Kazanın nasıl meydana geldiğini kimse bilmiyor.
Bu hiç aklımdan bile geçmedi.
Olay uluslararası sularda meydana geldi.
günümüzde ise bundan 25 yıl önce bir olay meydana geldi
dünya tarihinin en büyük patlaması meydana geldi
Okyanus akıntılarında bir değişiklik oldu mu?
Birdenbire, aklıma iyi bir fikir geldi.
Bir felaket olduğundan beri birkaç yolcu hayatta kaldı.
Dün Hindistan'da büyük bir deprem oldu.
Yangın meydana geldiğinde neredeydin?
Onlar bir sorun oluştuğundan dolayı seyahat edemedi.
"Bu konuşma hiç olmadı." "Hangi konuşma?"
Patlama olduğunda sen neredeydin?
Bu problem kaç kez oluştu?
bunun sonucunda bir kırılma meydana geldi diyelim
Ondan şüphe etmek hiç aklıma gelmedi.
Geçen yıl çok fazla araba kazası meydana geldi.
Geçen sonbahar Meksika'da büyük bir deprem oldu.
Tam o sırada aklıma iyi bir fikir geldi.
Dün gece iyi bir fikir aklıma geldi.
Dün havai fişek fabrikasında bir patlama oldu.
Londra Büyük Yangını 1666 yılında meydana geldi.
Virüs salgını kuzey kesimde vuku buldu.
Bu olasılık hiç aklıma gelmemişti.
Belli ki o öğleden sonra çok önemli bir şey olmuştu.
- Bunun bana asla olmadığını itiraf etmeliyim.
- İtiraf etmeliyim ki, böyle bir şey hiç aklıma gelmemişti.
Bu düşüncenin aklıma gelmediğini itiraf etmeliyim.
Aklıma bir fikir geldi.
burada depremin nasıl oluştuğunu anlatmayacağım
Büyük deprem meydana geldiği zaman ben sadece on yaşındaydım.
O zaman aklıma iyi bir fikir geldi.
Felakete neden olan deprem 1995 yılında meydana geldi.
Beni sevdiği aklımın ucundan bile geçmemişti.
Tom'un gelmeyeceği hiç aklıma gelmedi.
Kaza, tünelin ağzında meydana geldi.
Türk darbesi 12 Eylül 1980'de meydana geldi.
Bunun olabileceği hiç aklıma gelmedi.
Onun beni sevdiği aklımın ucundan geçmedi.
Ne olduğunu ilk keşfeden bendim.
Öfkeleneceği hiç aklına gelmemiş.
Hasta olabileceği hiç aklıma gelmedi.
Bana, saatim bozulmuş gibi geldi.
Tutuklanabileceğim hiç aklıma gelmedi.
Yanılabileceğim hiç aklıma gelmedi.
Kovulabileceğim hiç aklıma gelmedi.
Onun doğru adam olduğu aklıma geldi.
Kaza olduğunda araç dört kişi taşıyordu.
Onun hasta olabileceği aklımın ucundan bile geçmedi.
Anahtarlarımı unuttuğumu fark ettim.
Suç işlendiğinde polis nerede olduğunu belirledi.
Tom'un hayır diyebileceği hiç aklımın ucundan geçmedi.
Geçen hafta Güney Amerika'da çok güçlü bir deprem meydana geldi.
Derhal başlaması gerektiği aklına geldi.
Onun kaçan bir mahkum olabileceği aklımın ucundan geçmedi.
Onun hastanede olduğu aklımın ucundan geçmedi.
- Aklıma iyi bir fikir geldi.
- Aklıma bir fikir geldi.
Onun bir endüstriyel casus olabileceğini fark ettim.
Bunu sır olarak saklamamam gerektiğini fark ettim.
Olay, Dışişleri Bakanı Powell'ın Japonya'yı ziyareti sırasında meydana geldi.
Bana o bir şey gizliyor gibi geldi.