Examples of using "Carry" in a sentence and their turkish translations:
Bunu taşıyın.
Beni taşı.
kullanışsız.
Bunu taşıyacağım.
Teller elektrik taşır.
Onlar ateşli silahlar taşırlar.
Onu taşıyacağım.
Seni taşıyacağım.
Sivrisinekler sıtma taşırlar.
Sıçanlar hastalık taşır.
Yarasalar hastalık taşıyor.
Köpekler hastalık taşırlar.
bir şeyi taşıyabiliyorlar
Gazeteler hava raporlarını taşır.
Sıçanlar veba taşırlar.
Onun fikirleri önemlidir.
Onu taşımama izin verin.
Onu taşıyayım.
Silah taşıyor musun?
Tom'un onu taşımasına izin ver.
Emirlerimi yerine getir!
Onu taşıyabilirim.
- Bunu taşımalarına izin ver.
- Bırak bunu taşısınlar.
Onun onu taşımasına izin ver.
Bunu taşımasına izin ver.
Tom sizi taşıyacak.
- Seni taşıyacağız.
- Sizi taşıyacağız.
Seni taşıyacaklar.
Bunu benim için taşı.
Daima yanında nakit bulundur.
- Bunu oraya taşıyın.
- Şunu oraya taşı.
- Bunu şuraya taşıyıver.
- Bunu oraya götür.
Onu senin için taşıyayım.
onları taşıyacaksınız.
Tartışmayı devam ettirelim.
Fazla bir şey taşıma.
Planına devam et.
Valizini taşıyayım.
Müzik yeteneğim yok.
Ben bu taşı taşıyamam.
Bir silah taşıyor musun?
- Şu çantaları taşımaya yardım ettim.
- O çantaları taşımaya yardım ettim.
Ben genellikle bir not panosu taşırım.
Yeşil bitkiler fotosentez yaparlar.
Bu, taşımak için çok ağır.
Doktorlar ve hemşireler steteskoplar taşırlar.
Silah taşımak yasak.
- Artık nakit para taşımıyorum.
- Artık nakit taşımıyorum.
İşine devam et.
Bunu cüzdanında taşı.
Deri ürünleri taşımıyoruz.
Çantanı taşıyayım mı?
Tom çok miktarda nakit taşımaz.
Çantanızı taşıyayım.
Mary bir çanta taşımaz.
Ben bilardo oynamayı sürdürüyorum.
Ben hep bir bıçak taşırım.
Bunu taşımana yardım edeyim.
Fazla nakit taşımıyorum.
Ben cüzdan taşımıyorum.
Lütfen çantanı taşıyayım.
Tom Mary'ye valizini taşıttı.
Bu bavulu tek başıma taşıyamıyorum.
Biri bunu taşımama yardım edebilir mi?
Ancak bazı riskler vardır.
onu da yuvaya taşıyorlar
yuvalarına taşıyorlar
Tüm bu bagajları götüremem.
Onun teklifini gerçekleştirmelisin.
Çantayı sadece siz taşıyabilirsiniz.
Bagajımı yukarı taşır mısın?
Ne yaparsan yap, başar.
Gazete hikayeyi nakletmedi.
Askerler emirlerini yerine getirmek zorundadır.
O, sözünü yerine getirmedi.
O, bana bagajını taşıttı.
Bagajı taşımam için yardım etti.
Ona çantamı taşıttım.
Tom her zaman bir silah taşır mı?
O çantayı taşımak zorunda kaldı.
Ona masasını taşıması için yardım ettim.
Bu planı uygulamak gerekir.
Onu ameliyathaneye taşı.
Sözlerini gerçekleştirmelisin.
Şişeyi kırmadan taşıyın.
Bu taşımak için çok büyük.
Bu otobüs 30 kişi taşıyabilir.
Tom kendi ağırlığını taşıyabilir.
Tom bana valizini taşıttı.
Bu yüzden 2.000 pezeta taşırım.
Yaralıyı hastaneye taşıyın.
Bir hamal bagajını taşısın.
Tom'u üst kata götürmek zorunda kaldım.
Tom Mary'nin bavulunu taşımayı reddetti.
Bütün bitkiler fotosentez yapar mı?
Kendi payıma düşeni yapabilirim.
Tom bagajımı taşımama yardım etti.
Bunu taşımama yardım edebilir misin?