Examples of using "Extend" in a sentence and their turkish translations:
hastalıkları önleme, zayıf düşüren rahatsızlıkları iyileştirme,
Lütfen bu vizeyi uzat.
Kalışımı uzatabilir miyim?
Tom kira sözleşmesini uzatmak istiyor.
Onlar komşularına hep iyilikte bulunurlar.
Şubelerimiz tüm ülke çapında uzanır.
Şehir yolu genişletmek istiyor.
Bazen aile içi anlaşmazlıklar kuşaktan kuşağa geçer.
Tom vizesini uzatabildi.
Kalışımı bir gece daha uzatabilir miyim?
kaynaklarımızı daha verimli kullanmaya ihtiyacımız var.
Kalışımı Pazar gününe kadar uzatmak istiyorum.
Son teslim tarihini iki hafta uzatabilir miyiz?
Kalışımı bir gece daha uzatabilir miyim?
Tom Bostonda kalışını uzatmayı umuyor.
O, sigara içilmeyen alanı genişletmek istiyor.
Tatilinizi birkaç gün uzatabilir misiniz?
Bunu kız kardeşlerimize, dostlarımıza, kuzenlerimize yayıyoruz.
Sigara içmezseniz, ömrünüzü uzatabilirsiniz.
Bir zeytin dalı uzatmak bir füze fırlatmaktan daha iyi.
Lütfen Tom'a özürlerimi ilet.
Onlar demiryolunu sonraki şehre uzatmayı planlıyor.
Buradaki kalışımı birkaç gün daha uzatmak istiyorum.
nasıl genişlettiğimizi değiştirme fikrine sahip bir kozmetik şirketi kurdum.
Neden faydalarını geri kalanıyla genişletmiyorsunuz? Ülkenin bu şekilde Dominik şirketleri
neyse uzatmayalım şimdi bu konuyu. ama bu konu ile ilgili video çekebiliriz ha!
Sınırsız hoşgörü hoşgörünün ortadan kalkmasına yol açar. Hoşgörüsüz olanlara bile sınırsız hoşgörüyü uzatırsak, hoşgörülü bir toplumu hoşgörüsüzlerin saldırısına karşı korumaya hazır değilsek, o halde hoş görülü tahrip olacak ve onunla birlikte hoşgörü de.