Examples of using "All" in a sentence and their turkish translations:
Her şey herkesindir.
Hepsi o kadar.
Hepimiz deliyiz.
Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için.
Bütün bu nedir?
Hepimiz arkadaşız.
Her şey sakin.
Hepimiz korkuyoruz.
- Her şey gönlünüzce olsun.
- Her şey gönlünce olsun!
Siz hepiniz ikiyüzlüsünüz.
Onların hepsi kıkırdadılar.
Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için!
Sami her şeyi bilir ve hepsini görür.
Hepimiz insanız.
Sahip olduğum her şey odur.
Hepsi şiddet.
Geliyor.
Hep birlikte
Tek bir bütün
olmazdı.
- Aşağıda yolcu kalmasın!
- Haydi binin!
- Herkes gemiye!
Hepsi gitti.
- Peki.
- Pekala.
Hepsi bu kadar mı?
Herkes ayağa kalksın.
bütün bunlara rağmen tek bildiğimiz şey
Ama hepsi değil, hiç de değil.
Hepsi mutluydu.
İş bana göre her şeydir.
Bunların hepsi birbirine benziyor.
Onların hepsi öldü.
Her şeyi anlamak her şeyi affetmektir.
O bütün olarak, kötü yapmadı.
Her şeyi hesaba katarsak, seyahat eğlenceliydi.
Şimdi her şey bitti.
Bütün gece ye iç ve bütün gün uyu.
Hepimiz yalnızız.
Hepimiz biliyoruz.
Onların hepsi mutlu.
Hepiniz öleceksiniz.
Dikkatle dinliyorum.
Hep ya da hiç.
Bütün bunlar nedir?
Bunun hepsi değişti.
Hepimiz insanız.
Hepimiz bekârız.
Hepimiz öleceğiz.
Onların hepsi aç.
- Her şey hazır.
- Biz hazırız.
- Hazırız.
Bütün bunlar ne?
Neticede dersten zevk aldım.
Bu saçmalıktan başka bir şey değil.
Biz hepimiz günahkarız.
Hepimiz mutluyuz.
Bu tamamen sizindir.
Hepimiz öleceğiz.
Hepimiz onu seviyoruz.
Her şey iyi olacak.
- Bana bu kadarı lazım.
- Tüm ihtiyacım olan bu.
Tüm istediğim bu.
- Aniden bütün ışıklar söndü.
- Birdenbire, bütün ışıklar söndü.
Bütün bildiğim bu.
Aniden ışıklar söndü.
kötüler ve kurbanlar biçiminde sabit bir karikatür olarak değil
Para her şeyin sonu değildir.
Tüm insanlar eşittir.
Her şeyi göz önüne alırsak, bu güzel bir partiydi.
Kralın bütün adamları.
Onların hepsini yakalamalıyım.
Hepsi senin hatan.
Hepimiz onu biliyoruz.
- Her tarafım ağrıyor.
- Her yanım ağrıyor.
Artık hepsi bitti.
Hepimiz şok olduk.
Bütün gece çalıştım.
Tüm bildiğim o.
Ben tamamen destekliyorum.
- Zaman her şeyin ilacıdır.
- Zaman tüm yaraları sarar.
Onların hepsini gördüm.
Her şeyini kaybetti.
Hepimiz mutluyuz.
O büsbütün kötü değil.
İşte bütün mesele budur.
Tom'un bütün yaptığı bütün gün TV izlemekti.
Bütün ihtiyacımız olan bu.
Hepimiz korkunç hissettik.
- Hepimiz Tom'dan nefret ediyoruz.
- Hepimiz Tom'dan nefret ederiz.