Examples of using "They" in a sentence and their turkish translations:
- Kazandıklarını iddia ettiler.
- Galip geldiklerini iddia ettiler.
Kazandıklarını iddia ediyorlar.
- Ağladıklarını inkar ediyorlar.
- Bağırdıklarını inkar ediyorlar.
İyi olduklarını söylediler.
Kızgın olduklarını söylediler.
Onlar kayboldu.
Her karşılaştıklarında, tartışırlar.
İhtiyaç duydukları her şeye sahipler.
Onlar seni tanıdığını söylüyor.
Onlar korktuklarını söyledi.
Susadıklarını söylediler.
İşsiz olduklarını söylediler.
Kuşkulu olduklarını söylediler.
Destekleyici olduklarını söylediler.
İyimser olduklarını söylediler.
- İlgili olduklarını söylediler.
- İlgilendiklerini söylediler.
Korkmuş olduklarını söylediler.
Haklı olduklarını biliyorlardı.
- Memnun olduklarını söylediler.
- Tatmin olmuş olduklarını söylediler.
Bitkin olduklarını söylediler.
Çaresiz olduklarını söylediler.
- Depresyonda olduklarını söylediler.
- Bunalımlı olduklarını söylediler.
- Endişeli olduklarını söylediler.
- Endişelendiklerini söylediler.
Tarafsız olduklarını söylediler.
Korkusuz olduklarını söylediler.
Emekli olduklarını söylediler.
Hazırlandıklarını söylediler.
Yanıldıklarını söylediler.
Masum olduklarını söylediler.
Sıla hasreti çektiklerini söylediler.
Minnettar olduklarını söylediler.
Bitirdiklerini söylediler.
Kafası karışık olduklarını söylediler.
İhanete uğradıklarını söylediler.
- Yaralı olduklarını söylediler.
- Yaralanmış olduklarını söylediler.
- Endişeli olduklarını söylediler.
- Endişelenmiş olduklarını söylediler.
Şanssız olduklarını söylediler.
Mutsuz olduklarını söylediler.
Emekli olduklarını söylediler.
Rahatlamış olduklarını söylediler.
Şaşkın olduklarını söylediler.
Memnun olduklarını söylediler.
Onlar gergin olduklarını söylediler.
Evli olduklarını söylediler.
Kıskanç olduklarını söylediler.
Sağlıklı olduklarını söylediler.
Öfkelendiklerini söylediler.
- Heyecanlandıklarını söylediler.
- Heyecanlı olduklarını söylediler.
Meraklı olduklarını söylediler.
Evlatlık olduklarını söylediler.
Uykulu olduklarını söylediler.
Bekar olduklarını söylediler.
Korkmuş olduklarını söylediler.
Yemek yiyor olduklarını söylediler.
Eğlendiklerini söylediler.
Üzgün olduklarını söylediler.
Hazır olduklarını söylediler.
Şanslı olduklarını söylediler.
Sarhoş olduklarını söylediler.
Kırıldıklarını söylediler.
Sıkıldıklarını söylediler.
Yalnız olduklarını söylediler.
Hasta olduklarını söylediler.
Güvende olduklarını söylediler.
Üzgün olduklarını söylediler.
Kızgın olduklarını söylediler.
- Sıkkın olmadıklarını söylediler.
- Sıkılmadıklarını söylediler.
Tuzağa düşmüş gibi hissettiklerini söylediler.
Sigara içmediklerini söylediler.
Yorgun olmadıklarını söylediler.
Yağmuru sevdiklerini söylediler.
Masum olduklarına yemin ettiler.
Meşgul olmadıklarını söylediler.
- İstediklerini yaparlar.
- İstedikleri şeyi yaparlar.
Sıkı çalıştılar, başarısız oldular, tekrar denediler.
Onlar uyuyorlardı.
Herkese bitirdiklerini söylediler.
Mutlu görünüyorlar, değil mi?
Çok uzun boylu değiller, değil mi?
Onlar asla yapamayacağına inanmadı.
Onların kafası karışık, değil mi?
Onlar koşuyor.
Onlar galipti.
Onlar kim olduklarını biliyor.
Onlar bitkin, değil mi?
Onlar seni tanıdıklarını söylediler.
Onlar flört etmiyorlar, değil mi?
Onlar dans ediyordu.
- Onlar yüzüyorlar.
- Onlar yüzerler.
Onlar hak ettiklerini alırlar.
Onlar aldıklarını hak ederler.
Onlar yediler ve içtiler.
Onlar yardıma ihtiyaçları olduğunu söylüyor.
Onlar geldiler.
Kazanmadılar, değil mi?
Onlar Tom'u buldular, değil mi?
Onlar atlara ateş ederler, değil mi?
Onlar gittiğini söyledi.