Translation of "City" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "City" in a sentence and their turkish translations:

CITY.

Move from city to city,

görecekleri fabrika işleri

- The city sleeps.
- The city is asleep.

Şehir uykuda.

- I love your city.
- I like your city.

- Şehrini seviyorum.
- Şehrinizi seviyorum.

Zamboanga City is known as Asia's Latin city.

Zamboanga City Asya'nın Latin kenti olarak bilinmektedir.

- I love this city.
- I like this city.

- Bu şehri severim.
- Bu şehri seviyorum.

- What's your favorite city?
- What's your favourite city?

En sevdiğin şehir hangisidir?

- The entire city burned.
- The whole city burned.

- Bütün şehir yandı.
- Tüm kent yandı.

Destroy the city.

Şehri imha et.

- I'm a city dweller.
- I am a city mouse.

Ben bir kent sakiniyim.

- Boston is a beautiful city.
- Boston is a nice city.

Boston güzel bir şehir.

Ho Chi Minh City is the largest city in Vietnam.

Ho Chi Minh kenti Vietnam'ın en büyük şehridir.

- She didn't like city life.
- He didn't like city life.

O, kent yaşamından hoşlanmadı.

- In which city is it?
- In which city is she?

Hangi şehirde bu?

The city hall is in the center of the city.

- Belediye binası şehrin merkezinde.
- Belediye Konağı şehrin göbeğinde.
- Belediye Sarayı şehrin merkezinde.

- Boston is a big city.
- Boston is a large city.

- Boston büyük bir kenttir.
- Boston büyük bir şehirdir.

- I'm living in the city.
- I live in the city.

Şehirde yaşıyorum.

- In which city are you?
- What city are you in?

Hangi şehirdesin?

To transform our city,

iddialı bir plan uyguluyoruz,

‘the great city’, Constantinople.

'büyük şehir' Konstantinopolis'e saldırmaya cesaret ettiler .

THE CITY OF LONDON

LONDRA ŞEHRİ

The city is beautiful.

Şehir güzel.

Detroit is dangerous city.

Detroit tehlikeli bir kenttir.

I'm from the city.

Ben şehirdenim.

What a splendid city!

Ne müthiş bir şehir!

I love my city.

Kentimi seviyorum.

I like your city.

Şehrinizi seviyorum.

It's a big city.

Bu büyük bir şehir.

I like this city.

Bu şehri severim.

Tom left the city.

Tom şehirden ayrıldı.

I'm in the city.

Ben şehirdeyim.

I love this city.

Bu şehri seviyorum.

The city was abandoned.

Şehir terk edildi.

The city is small.

- Şehir pek büyük sayılmaz.
- Şehir küçük.

What's your favorite city?

En sevdiğin şehir hangisidir?

I'm a city girl.

Ben bir şehir kızıyım.

Tom was city manager.

Tom belediye başkanıydı.

What's this city like?

Bu şehir nasıl bir yer?

I hate this city.

Bu şehirden nefret ederim.

I cherish this city.

- Bu şehri önemsiyorum.
- Bu şehre değer veriyorum.

This city is boring.

Bu şehir sıkıcı.

Welcome to our city!

- Şehrimize hoş geldiniz!
- Kentimize hoş geldiniz!
- Kentimize hoş geldin!
- Şehrimize hoş geldin!

What city is this?

Bu hangi şehir?

Your city is beautiful.

Şehriniz güzel.

This city is ugly.

Bu şehir çirkin.

This is Idlib city.

- Burası İdlib kenti.
- Burası İdlip şehri.

Our city has trams.

Şehrimizde tramvaylar var.

- I will live in the city.
- I'll live in the city.

Kentte yaşayacağım.

The city hall is located at the center of the city.

Belediye binası şehrin merkezinde bulunuyor.

New York City is known as the city that never sleeps.

New York City hiç uyumayan şehir olarak bilinir.

- Tom lives outside the city.
- Tom is living outside the city.

Tom şehir dışında yaşıyor.

Zaragoza in Aragon, Spain is a sister city of Zamboanga City.

İspanya Aragon'daki Zaragoza, Zamboanga City'nin kardeş kentidir.

- Joan runs in the city.
- Joan is running in the city.

Joan şehirde çalışıyor.

And this is not an informal city or a pop-up city.

Bu gayri resmi ya da portatif bir şehir değil.

- I love this town.
- I love this city.
- I like this city.

Bu şehri severim.

- The city was blanketed with snow.
- The city was covered in snow.

Şehir karla kaplandı.

- Tom isn't accustomed to city life.
- Tom isn't used to city life.

Tom şehir hayatına alışkın değil.

All the citizens of the city have access to the city library.

Şehrin tüm vatandaşları şehir kütüphanesine erişebilir.

The population of Osaka City is larger than that of Kyoto City.

Osaka şehrinin nüfusu Kyoto şehrinin nüfusundan daha fazladır.

- Tom isn't accustomed to city life.
- Tom isn't used to city life.
- Tom isn't used to living in the city.

Tom şehir hayatına alışkın değil.

A New York City block,

bir modelimizi oluşturmak için

Soon after, the city fell.

Kısa süre sonra , şehir düştü.

Local councils, city council assemblies,

Yerel meclisler, belediye meclisleri,

Kanazawa is a quiet city.

Kanazawa sakin bir şehirdir.

Is Okayama a big city?

Okayama büyük bir şehir mi?

Naples is a picturesque city.

Napoli resmedilmeye değer bir şehirdir.

He knows the city well.

O, şehri iyi bilir.

Tokyo is a big city.

Tokyo büyük bir şehir.

They live outside the city.

Onlar şehir dışında yaşıyorlar.

Rome is an ancient city.

Roma eski bir şehirdir.

I'm living in the city.

Şehirde yaşıyorum.

Do you like the city?

Şehri seviyor musun?

He lives in the city.

O, şehirde yaşıyor.

Rome is an Italian city.

Roma bir İtalyan şehridir.

Tokyo is a huge city.

Tokyo büyük bir şehir.

Do you like this city?

Bu şehri beğeniyor musun?

Bangkok is Thailand's capital city.

Bangkok, Tayland'ın başkenti.

We know the city well.

Kenti iyi tanıyoruz.

Your friend left the city.

Arkadaşın kentten ayrıldı.

Almaty is my favorite city!

- Alma Ata benim favori şehrim!
- Almatı benim en sevdiğim şehir!
- Almatı benim en sevdiğim kent!

Boston is a beautiful city.

Boston güzel bir şehir.

Tom lives outside the city.

Tom şehir dışında yaşar.

Where is the city hall?

Belediye binası nerede?

In which city is he?

O, hangi şehirde?

Are you enjoying the city?

Şehrin keyfini çıkarıyor musun?

Let's drive into the city.

Şehre gidelim.

I really like city life.

Ben gerçekten şehir hayatını severim.

Formerly, this city was beautiful.

Eskiden bu kent güzeldi.