Translation of "Country" in Turkish

0.017 sec.

Examples of using "Country" in a sentence and their turkish translations:

country.

kaderini belirledi.

Social customs vary from country to country.

Sosyal gelenekler ülkeden ülkeye değişir.

Eating habits differ from country to country.

Yeme alışkanlıkları ülkeden ülkeye değişir.

Table manners differ from country to country.

Sofra adabı ülkeden ülkeye farklılık gösterir.

- This is our country.
- That is our country.
- It is our country.

Bu bizim ülkemiz.

- It's a beautiful country.
- It's a lovely country.
- It's a gorgeous country.

Bu hoş bir ülke.

- Tom likes country music.
- Tom loves country music.

Tom, Amerikan folk müziğini sever.

- That is our country.
- It is our country.

Burası bizim ülkemiz.

For the country.

dönüm noktasıydı.

On each country.

her ülkeye.

Leave this country.

Bu ülkeyi terk et.

What a country!

Ne ülke ama!

- Africa is not a country.
- Africa isn't a country.

Afrika bir ülke değildir.

A country with no whorehouse is not a country.

Genelevi olmayan bir ülke, ülke değildir.

- It's a beautiful country.
- This is a beautiful country.

- Bu güzel bir ülkedir.
- Burası güzel bir ülkedir.

- Europe is not a country.
- Europe isn't a country.

Avrupa bir ülke değil.

- China is a huge country.
- China is a large country.
- China is a great country.

Çin büyük bir ülkedir.

- Which country are you from?
- What country are you from?
- Which country do you come from?

- Nerelisin?
- Hangi ülkeden geliyorsun?

- China is a huge country.
- China is a large country.

Çin büyük bir ülkedir.

- Nobody defends my country.
- No one is defending my country.

Kimse ülkemi savunmuyor.

- Brazil is a big country.
- Brazil is a huge country.

Brezilya büyük bir ülke.

- Which country are you from?
- What country are you from?

- Nerelisin?
- Hangi ülkedensin?

- Brazil is a big country.
- Brazil is a large country.

Brezilya büyük bir ülke.

- China is a large country.
- China is a great country.

Çin büyük bir ülkedir.

- Tom thinks his country is the greatest country in the world.
- Tom thinks that his country is the greatest country in the world.

Tom ülkesinin dünyadaki en büyük ülke olduğunu düşünüyor.

The country roads lonely,

Ülke yolları yalnızdır,

Runs her country well,

ülkesini iyi yönetiyor,

country against the invader!

savunmaları için ısrarla baskı yapıyordu.

Success of the country).

engel koyduğu nedeniyle suçladı.)

Reinvest in the country.

... tekrardan yatırım yapabilmesi anlamına gelir

It's a beautiful country.

O güzel bir ülkedir.

I left the country.

Ülkeden ayrıldım.

It's a free country.

Bu özgür bir ülke.

I love my country.

Ülkemi seviyorum.

They defended their country.

Onlar ülkelerini savundular.

Algeria is my country.

Cezayir benim ülkem.

Nobody mentioned my country.

Hiç kimse ülkemden söz etmedi.

Nobody mentions my country.

Hiç kimse ülkemden söz etmiyor.

Nobody knows my country.

Kimse ülkemi bilmiyor.

Nobody likes my country.

Kimse ülkemi sevmez.

Nobody liked my country.

Hiç kimse ülkemi sevmez.

Nobody remembers my country.

Kimse ülkemi hatırlamaz.

Nobody remembered my country.

Hiç kimse benim ülkemi hatırlamadı.

Nobody supports my country.

Hiç kimse ülkemi desteklemez.

Nobody supported my country.

Kimse ülkemi desteklemedi.

Nobody praised my country.

Hiç kimse ülkemi övmedi.

Nobody praises my country.

Kimse ülkemden övgüyle söz etmedi.

Nobody insulted my country.

Hiç kimse ülkeme hakaret etmedi.

Nobody insults my country.

Hiç kimse ülkeme hakaret etmez.

Nobody studied my country.

Hiç kimse ülkemi araştırmadı.

Nobody studies my country.

Hiç kimse ülkemi araştırmıyor.

Nobody defended my country.

Kimse ülkemi savunmadı.

Nobody forgot my country.

Hiç kimse ülkemi unutmadı.

Nobody forgets my country.

Hiç kimse ülkemi unutmaz.

Nobody criticized my country.

Ülkemi kimse eleştirmedi.

Nobody criticizes my country.

Kimse ülkemi eleştirmiyor.

Nobody hates my country.

Hiç kimse ülkemden nefret etmez.

Nobody hated my country.

Hiç kimse benim ülkemden nefret etmedi.

Nobody trusts my country.

Hiç kimse ülkeme güvenmez.

Nobody trusted my country.

Hiç kimse ülkeme güvenmedi.

He fled his country.

O, ülkesinden kaçtı.

He likes country music.

- O, country müziğinden hoşlanır.
- O, Amerikan folk müziğinden hoşlanır.
- O, kantri müziğinden hoşlanır.

She hates country music.

O country müzikten nefret eder.

Your country is amazing!

Senin ülken inanılmaz!

I love your country.

Senin ülkeni seviyorum.

Mary likes country music.

Mary, country müzikten hoşlanır.

He betrayed his country.

O, memleketine ihanet etti.

They abandoned their country.

Onlar ülkelerini terk ettiler.

Everybody loves his country.

Herkes ülkesini sever.

He's a country singer.

- O bir kantri şarkıcısı.
- O bir Amerikan folk müziği şarkıcısı.
- O bir country müziği şarkıcısı.

Tom likes country music.

Tom Amerikan folk müziğini sever.

India is my country.

Hindistan benim memleketimdir.

This is your country.

Bu senin ülken.

You betrayed your country.

Sen ülkene ihanet ettin.

What a great country!

Ne harika bir ülke!

My country needs me.

Ülkemin bana ihtiyacı var.

We love our country.

Biz ülkemizi severiz.

Welcome to our country!

Ülkemize hoş geldiniz!

Is Gibraltar a country?

Cebelitarık bir ülke mi?

I represented my country.

Ben ülkemi temsil ettim.

I like country music.

Amerikan folk müziğini severim.

Who ruled this country?

Bu ülkeyi kim yönetti.

Niue is a country.

Niue bir ülkedir.

This country needs him.

Bu ülkenin ona ihtiyacı var.

I'm a country boy.

Ben bir taşra çocuğuyum.

It's a big country.

Bu büyük bir ülke.

Tom hates country music.

Tom Amerikan folk müziğinden nefret ediyor.

This country deserves better.

Bu ülke daha iyisini hak ediyor.

Tom betrayed his country.

- Tom ülkesine ihanet etti.
- Tom ülkesini sattı.