Examples of using "Kindness" in a sentence and their turkish translations:
İyilik için de cesaret gerekir.''
Onun nezaketini unutamam.
Ötanazi bir lütuftur.
"Ötanazi bir lütuftur,"
Onun kibarlığı yanlış anlaşıldı.
Nezaket bir erdemdir.
Ben nezaketin için teşekkür ederim.
Onun kibarlığı beni etkiledi.
Tom'un nazikliği onu etkiledi.
Senin iyiliğine minnettardım.
Onun nezaketi beni etkiledi.
Ben kibarlık yapmam.
Tom Mary'nin nezaketini takdir etti.
Nezaketi onu etkiledi.
Arkadaşlığını asla unutmayacağız.
Nezaketin için teşekkür ederiz.
Nezaketini asla unutmayacağım.
O, kibarlığından faydalandı.
Adalet ve iyilik erdemlerdir.
Nezaketini her zaman hatırlayacağım.
O bana büyük nezaket gösterdi.
Kibarlığı kalbime işledi.
Onun nezaketini unutamıyorum.
Nezaketin için teşekkür ederim.
Ben onun iyiliğine güvendim.
Arkadaşlığınızı asla unutmayacağız.
Kibarlığını gerçekten takdir ediyorum.
Nezaketini kötüye kullanıyor.
Onların nezaketini asla unutmayacağım.
Nezaket şiddetten daha fazlasını yapar.
İyiliğiniz için minnettarım.
Ben sana hep kibarca davrandım.
Ben senin nezaketini asla unutmayacağım.
Mary Bill'in kibarlığını doğal karşılıyor.
O onu nezaketsiz olarak yaptı.
O, ona nezaketi için teşekkür etti.
Nezaketin için teşekkür ederim bayım.
Onun nezaketi sadece bir poz.
O, kibarlığından faydalandı.
O, kibarlığından faydalandı.
Ben senin iyiliğinin için teşekkür ederim.
İyi yürekliliğinin oldukça farkındayım.
Kibarlığın için derinden minnettarım.
Nezaket güçten doğar.
Tom Mary'nin nezaketini asla unutmayacak.
Nezaket, merak, empati, bir vizyon.
Allah asla küçük bir iyiliği bile unutmaz.
Onlar komşularına hep iyilikte bulunurlar.
Onun iyiliğinden çok etkilendim.
Nezaketiniz için çok teşekkür ederim.
Tavsiyen ve nezaketin için içten minnettarım.
Onun nezaketine güvenemezsin.
Onun nezaket ve alçak gönüllülüğünden bahsetti.
Başka birine karşı olan iyiliğiniz unutulmaz.
Bütün iyiliğin için sana yeterince teşekkür edemiyorum.
o diğerkâmlık, sevgi, sabır ve nezaket.
Onun kibarlığı bana yük olmaya başlamıştı.
En azından onun kibarlığını takdir edebilirdin.
Yabancıların iyiliği için minnettarım.
İyiliğiniz için size minnettarım.
Aileler çocuklarına örnek ile kibarlığı öğretmeli.
Ben nezaketiniz için çok teşekkür ederim.
İyiliğiniz için size minnettarız.
Bütün iyiliğin için çok teşekkür ederim.
Ben senin iyiliğin için ne kadar teşekkür etsem azdır.
Oğlan bize etrafı gösterecek nezakete sahipti.
Kör bir adama yardım etmek bir nezaket eylemidir.
Bana yolu gösterecek nezaketi vardı.
Kibarlığı için en çok Nick'e minnettarım.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim, iyiliğin için çok teşekkürler.
İyiliğin için sana derinden minnettarım.
Ben nezaketin için sana çok minnettarım.
Jamal'ın karakterini, büyük nezaketini ve cesaretini biliyoruz.
İyiliğini yaşadığım sürece unutmayacağım.
Nezaketinin karşılığında ona bir hediye verdim.
Senin nezaketin için derin takdirimi ifade etmek istiyorum.
Yaşadığı sürece onun iyilikseverliğini unutmadı.
Yakın gelecekte senin iyiliğini ödemek istiyorum.
Ben yaşadığım sürece, nezaketini asla unutmayacağım.
Yaşadığım sürece nezaketini asla unutmayacağım.
İyilik bu gezegene barış getirmenin tek yoludur.
O herkese karşı çok nazikti.
Nereye gidersem gideyim iyiliğini asla unutmayacağım.
Arabam bozulduğunda, kendi arabasını ödünç verme nezaketini gösterdi.
Kyoko benim için valizimi taşıyacak kadar yeterince kibardı.
O beni evimden almak için gelecek kadar yeterince kibardı.